O aptal üniformayı giydikten sonra Toby'nin istemediği bir şeyi. | Open Subtitles | شيء لم يرده توبي منذ ان ارتدى تلك البدلة الغبيه |
Kimsenin sponsor olmak istemediği bu tv şovunu aldım ve müşterilerimden birine bundan söz ettim. | Open Subtitles | أخذت هذا البرنامج الذي لم يرده أحد إلى مموّل, وأخبرت أحد عملائنا به |
Belki de birisinin bilmesini istemediği bir şey buldu. | Open Subtitles | ربما إكتشف شيء لم يرده شخصاً ما أن يعرفه |
Babası benimle dansa gitmesini istemedi. Çünkü zengin değilim. | Open Subtitles | والده لم يرده ان يذهب معي الى الحفلة لأنني لست ثرية |
Baban onu vasiyetinde istemedi. | Open Subtitles | أعرف أن والدك لم يرده في الوصية |
Babam bundan kurtulmasını istememiş, ben de istemiyorum. - Hadi gel. | Open Subtitles | والدى لم يرده يفلت بهذا وكذلك أنا أستطيع فعل ذلك ، هيا |
Babam bundan kurtulmasını istememiş, ben de istemiyorum. - Hadi gel. | Open Subtitles | والدى لم يرده يفلت بهذا وكذلك أنا أستطيع فعل ذلك ، هيا |
"İki Erkek, Bir Kız ve Kimsenin İstemediği Yaratık"a ne dersiniz? | Open Subtitles | ماذا عن رجلان وفتاه والشيء الذي لم يرده أحد؟ |
Evet ve başka birinin ortaya çıkmasını istemediği bir şey. | Open Subtitles | نعم, و شخص أخر لم يرده أن يفضح |
Burası kimsenin istemediği çocuklar için son durak ve onların hepsine ev bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | أخر توقف للاطفال لم يرده احد و -من المفترض أن أجد بيت لهم جميعاً |
Bu tam da onun, olmasını istemediği şeydi. | Open Subtitles | هذا بالضبط الذي لم يرده. |
Yazmak istemediği bir hikayeye- | Open Subtitles | فأنا من دفعته لأمر لم يرده |
Bu çok büyük bir ironi Ben çünkü ben John Locke'un istemediği bir şeyi istiyorum. | Open Subtitles | هذه هي السخرية العظمى هنا يا (بن)، لأنّني... أريد الشيء الوحيد الذي لم يرده (جون لوك) |
Tonla para teklif ettim ama istemedi. | Open Subtitles | عرضت عليه مبلغ ضخم لكنه لم يرده |
Kendi avukatı bile karşı koymak istemedi. | Open Subtitles | محاميه الخاص لم يرده ان يطالب ببراءته |
Al Haymon, o dövüşe çıkıp adamım Korobov ile dövüşmesini istemedi. | Open Subtitles | rlm; لم يرده "آل هايمون" أن يواجه rlm; ملاكمي "كوروبوف". |
Belki birileri çeteden ayrılmasını istemedi. | Open Subtitles | -ربّما لم يرده أحد أن يترك العصابة . |
Bak, başından beri onu filmde istememiş. Sabotajmış. | Open Subtitles | لم يرده في الفيلم منذ البداية التخريب بعينه |