| Onlara o kadar çok sorun yarattım ki daha fazla istemediler. | Open Subtitles | لقد سببت لهم الكثير من . المشاكل ، فلم يرغبوا بالمزيد |
| Birlikte olduğum erkeler beni asla tanımak istemediler. | Open Subtitles | كل الرجال الذين رافقتهم لم يرغبوا في التعرف علي |
| Bunun herkese yararı var. Müşterilerimiz dikkatleri üzerlerine çekmek istemiyorlar. | Open Subtitles | و هذا فى مصلحتنا و مصلحة عملائنا الذين لا يرغبوا فى جذب الانتباه |
| Herkes konuştuğu için İç İşlerine gitmek istememişler. | Open Subtitles | لم يرغبوا في أن يقصدوا دائرة الشؤون الداخلية بسبب التسريبات في المكتب |
| Andy ve diğerleri gelmek istemedi. Sanırım herif şırıngayı çıkarınca korktular. | Open Subtitles | وأولئك الرجال ، لم يرغبوا بالمجيء أعتقد بأنهم انزعجوا عندما شاهدوا الإبرة تخرج |
| Silahlara ihtiyaçları var ve iş yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | وهم يرغبوا في شراء بعض الأسلحة ليتمكنوا من أن يجعلوا زنوج الحي يعرفون أنهم جادون في العمل |
| Hadi, saçın güzel görünür, seni öldürmek istemezler. Hadi... | Open Subtitles | هيا, سأسرح شعرك لدرجة أنهم لن يرغبوا بقتلك. |
| Oldukça zekilerdir de. Eğer duyulmak istemiyorlarsa parmak uçlarında yürürler. | Open Subtitles | وهم بالغي الذكاء، إن لم يرغبوا في أن تسمعهم فإنهم يمشون على أطراف أصابعهم حقًا |
| Ve iyi vakit geçiren tüm misafirler gibi, geri dönmek istemediler. | Open Subtitles | ومثل أي ضيوف يستمتعون بوقتهم لم يرغبوا بالرحيل |
| Bana telefonda söylemek istemediler, ama onları zorladım. | Open Subtitles | لم يرغبوا في إبلاغي عبر الهاتف، لكنّي أجبرتهم على ذلك |
| Ama sadece arka plan dansçısı olmak istemediler. | Open Subtitles | لكنهم لَم يرغبوا بأن يكونوا راقصين مساعدين. |
| Ama sadece arka plan dansçısı olmak istemediler. | Open Subtitles | لكنهم لَم يرغبوا بأن يكونوا راقصين مساعدين. |
| Gelmek istemediler diyorum ya, ne yapsaydım? | Open Subtitles | تبا ،لم يرغبوا في القدوم ماذا عساني أن أفعل |
| Beni daha fazla orada tutmak istemediler. | Open Subtitles | أنتهوا مني ولم يرغبوا بالآحتفاظ بي كامل المدة |
| Artık klasik korku filmlerini istemiyorlar. | Open Subtitles | لم يعودوا يرغبوا في أفلام الرعب الكلاسيكية |
| Tabii, panik çıksın istemiyorlar. | Open Subtitles | لم يرغبوا في حالة فزع لذا لم يسمحوا بنشره |
| İkinci görev gezisi beni mahvetti. Ama bunu duymak istemiyorlar. | Open Subtitles | الإرسال الثاني قضى عليّ لكنهم لم يرغبوا بسماعي |
| Yani kızın itirafından sonra başka bir şey duymak istememişler mi? | Open Subtitles | هل تقصدين بعد أعترافها لم يرغبوا بسماع ذلك ؟ |
| Bize daha önceden sormak istememişler çünkü babam rahat etsin diye önce bir şömine almak istemişler. | Open Subtitles | لم يرغبوا بسؤالنا من قبل لانهم كانوا مرتكبين من الحصول على نار للعرض لتسهيل ذلك على والدي |
| Ama bu uzun sürdü ve diğerleri beklemek istemedi. | Open Subtitles | لكنه إستغرق وقتا طويلا و الاخرون لم يرغبوا بالإنتظار |
| Artık normalde görmediği şeyleri görmek istiyorlar | Open Subtitles | إنهم يرغبوا في رؤية الجوانب الأخرى لتلك الجوانبالتييرونها،أعتقدأنهكانجيداً.. |
| Benden bilgi mi saklıyorsun? 10 bin dolarlık Karayip seyahatini kaybetmek istemezler diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنهم لم يرغبوا في خسارة سبعة ألاف على مركب كاريبي |
| Ya sadece defteri istemiyorlarsa? | Open Subtitles | ماذا إذا لم يرغبوا بالسجل فقط ؟ |
| Buna eminim. İstemezlerse, kimse gelip dinlemeye mecbur değil. | Open Subtitles | لايتحتمعلىأيّ أحد البقاءوالإستماع، لو لم يرغبوا بذلك. |
| Dördü de benimle çalışmak istiyor ama dördünün de benimle çalışmak istememeleri için sebepleri var. | Open Subtitles | أربعتهم يريدون العمل لديّ لكنّ أربعتهم لديهم أسباب لئلا يرغبوا في العمل لديّ |
| Beni anneme vermek istemedikleri için onun deli olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ولا يرغبوا في أن تأخذني أمي، لذا قالوا أنها مجنونة |