Çünkü, kimse sonsuza kadar suyun altında kalmak istemez. | Open Subtitles | لأن أي شخص لا يرغب أن يُوضع في أعماق الماء بصفة دائمة |
Zaten bu emri verdim. Hiç kimse bu işin çirkinleşmesini istemez. | Open Subtitles | لقد أعطيت ذلك الأمر بالفعل لا أحد يرغب أن يسوء هذا الأمر |
Bu, Mirko'yla konuşan ben. Mirko resimde olmak istemedi. | TED | هذه هي صورتي أثناء حديثي مع ميركو، ولكنّه لم يرغب أن يظهر في الصورة. |
Daha güvende olurdu. Ama o, mücadelenin dışında olmak istemedi. | Open Subtitles | سيكون أكثر أمانا هناك لكنه لم يرغب أن يكون بعيدا عن مجرى الأحداث |
İranlıların bombayı almasını kimse istemiyor sanırım. | Open Subtitles | لا أعتقد أننا نعرف أي أحد يرغب أن يحصل الايرانيين على القنبله |
FBI adamı bu yolculukta çok yorulmuştu ve konuşmak istemiyordu. | Open Subtitles | الرجل الاف.بي.آي كان ضعيف بسبب رحلته إلى العالم الاخر ولم يرغب أن يتحدث |
O ana kadar hiç kimseyle paylaştıkları yatak odalarında sevişmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبر كريستينا أنه لم يرغب أن يمارس الحب مع أي امرأة أخرى في غرفة نومهما، حتى الآن |
Veya belki de birisi benim görmemi istemediği şeyleri saklamanın bir yolunu bulmuştur. | Open Subtitles | أو ربما وجد أحدهم طريقة لإخفاء . ما لا يرغب أن أراه |
Adamım, bir aslan asla bunu X-ray'de görmek istemez. | Open Subtitles | يا رجل ، الأسد لا يرغب أن يرى شيء كهذا بكشفه الإشعاعي |
Ceketini çıkarttıktan sonra çok dikkatlice katlardı. Ütüsü bozulsun istemez gibiydi. | Open Subtitles | كان يخلع سترته ويطويها بعناية كأنه لم يرغب أن تتجعّد |
Ceketini çıkarttıktan sonra çok dikkatlice katlardı. Ütüsü bozulsun istemez gibiydi. | Open Subtitles | كان يخلع سترته ويطويها بعناية كأنه لم يرغب أن تتجعّد |
Bush basının ve halkın askeri kayıtlarda Bath'in adını görmelerini neden istemedi? | Open Subtitles | لماذا لم يكن بوش يرغب أن ترى الصحافة والعامة اسم باث في سجلاته العسكرية؟ |
Belki de üstün zekâlıydı. Başkalarının bunu bilmesini istemedi çünkü kendisine farklı gözle bakılacağından korkuyordu. | Open Subtitles | هو ذكي جداً، لم يرغب أن تعرف الناس لأنه كان يخاف أن يعاملونه بشكل مختلف |
Kendi laboratuarı vardı. Her ne üstünde çalışıyorduysa benim dahil olmamı istemedi. | Open Subtitles | كان قد أعد المخبر اياً ما كن يعمل عليه لم يكن يرغب أن أتورط فيه |
Onu bulmaya çalıştım ama o bulunmak istemiyor. | Open Subtitles | لقد حاولتُ إيجاده لكنه لم يرغب أن أعثر عليه |
Şuan iyi hiçbir sanatçı benimle imza atmak istemiyor. | Open Subtitles | لا يوجد أي فنان يرغب أن يعقد معي . في الوقت الحالي |
Bağdat yada Washington'daki kimse bunun bir sorun olmasını istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد في بغداد أو واشنطون يرغب أن يكون هذه مشكلة |
Adının bir kadının televizyon kanalıyla ortak anılmasını istemiyordu. | Open Subtitles | لم يرغب أن يرتبط إسمها مع تلك المرأة في الشبكة الإعلامية |
Yeniden alt güvertelere inmek istemiyordu. | Open Subtitles | لم يرغب أن ينزل فى السلّم المهنى |
Uyandırdım ama fikrini değiştirdiğini ve gelmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | و قد كان نائماً. أيقظته و قال أنهقدغيررأيه... و لم يرغب أن يأتي ... |
Bunu kaçırmak istemediğini biliyordum, o nedenle onu aramaya başladım. | Open Subtitles | لم يرغب أن يفوته هذا فذهبت أبحث |
Sam'in gelinin duymasını istemediği birkaç şeyi açıklığa kavuşturacağım. | Open Subtitles | أحتاج فقط لتسوية سوء تفاهم لا أظن سام يرغب أن تسمعه عروسه |
Bunları duyan kız yahut büyük ihtimalle köpek olmayı kim istemezdi. | Open Subtitles | من لا يرغب أن يكون الفتاة، أو الكلب، التي تسمع الكلمات: |