Daha çok sıçrayıp, çırpınan bir kuş gibi etrafta uçardın. | Open Subtitles | أكثر ميلاً للقفز، كطائر يرفرف قد قارب على الطيران. |
Nasıl büyük bir siyah kuş hakkında öfke çırpınan edilir göğüs ve nefes alamaz . | Open Subtitles | ماذا عن طائر من الغضب الاسود يرفرف فى صدرك يجعلكى لا تسطيعى التنفس |
- Demek bir hafiflik hissediyorsun? - Evet, nedenini biliyorsun. | Open Subtitles | اذن انت تشعر بقلبك يرفرف نعم و انت تعرفين لماذا |
Hiç, içimde bir hafiflik var. | Open Subtitles | لا شئ ، فقط أشعر بقلبى يرفرف |
O vasiyet değildi. Kalbinin küt küt attığını söyledin. | Open Subtitles | تلك لم تكُن وصية قُلتِ قلبكِ يرفرف بأستمرار |
- Göğsünde atam yaşam için... küçük beyaz bir kuş gibi pır pır ettiğini duydum. | Open Subtitles | بقلبك الذى يدق فى صدرك اسمعه يرفرف كطير ابيض |
Kraliyet standartlarına göre, o bayrak yalnızca monarşinin varlığını göstermek için dalgalanır. | Open Subtitles | هناك العلم الملكي، الذي يرفرف لسبب واحد فقط للدلالة على حضور الملكة |
İçime sokmadan önce biraz salıyorum ki biraz kanat çırpıp yorulsun. | Open Subtitles | أحب أن أجعله يرفرف بجناحية قليلاً أدعه خارجاً قبل أن أدخله |
Kuşlar kanat çırptığı halde 1 santim bile uçamayabilir. | Open Subtitles | يستطيع الطائر أن يرفرف بجناحيه دون أن يتحرك ولو شبراً واحداً |
Sanki güzel bir kuşun sıkıcı kafeslerimize kanat çırpması gibi ve o duvarları eritmesi gibi. | Open Subtitles | كأنه طائر جميل يرفرف بجناحيه داخل جدران السجن و يجعل تلك الجدران تذوب |
# Şarkıdaki güvercin kanadı gibi çırpınan bir kalp # | Open Subtitles | قلب يرفرف مثل أجنحة حمائم تغني |
Benim kalbimde de hafiflik var. | Open Subtitles | انا ايضا قلبى يرفرف |
Kalbim küt küt atıverdi. | Open Subtitles | إن قلبي يرفرف بأستمرار بسبب هذا |
Kalbim küt küt atmaya başladı. | Open Subtitles | كان قلبي يرفرف |
Bunu düşünürken bile kalbim pır pır ediyor. | Open Subtitles | تلك الكلمات فقط تجعل قلبي يرفرف |
# Kalbim pır pır atıyor, başım dönüyor, saçlarım rüzgârda uçuşuyor # | Open Subtitles | *الشعر يرفرف والقلب يدق والرش والتمايل* |
Kraliyet standartlarına göre, o bayrak yalnızca monarşinin varlığını göstermek için dalgalanır. | Open Subtitles | هناك العلم الملكي، الذي يرفرف لسبب واحد فقط للدلالة على حضور الملكة |
bayrak her yerde, belediyeye ait her binada dalgalanıyor. | TED | تجده في كل مكان العلم يرفرف على كل مباني البلدية |
Sanki ellerini çırpıp, bir çizgi film kahramanı gibi uçup gidecekti. | Open Subtitles | مثل أنه كان يرفرف بذراعيه ويطير مثل الرسوم المتحركة |
Kartal gibi süzülememiş olsa da kartal gibi kanat çırptığı kesin. | Open Subtitles | ربما لم يحلق كالنسر، لكنه بالتأكيد يرفرف مثله |
Sanki güzel bir kuşun sıkıcı kafeslerimize kanat çırpması gibi ve o duvarları eritmesi gibi. | Open Subtitles | كأنه طير جميل يرفرف فى قفصنا الكئيب |