"يرفعون" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaldırsın
        
    • kaldırıyorlar
        
    • kaldırıp
        
    • bayrak
        
    • kaldırır
        
    Pekala, bunlardan birazını isteyen elini kaldırsın. Open Subtitles حسناً،كل ألئك الذين يحصلون بعضاً منه . ، يرفعون أيديهم.
    Dersimde konuşmak isteyen öğrenciler elini kaldırsın. Open Subtitles التلاميذ يرفعون أيديهم عندما يتكلمون في حجرة درسي
    Bunu yapamıyorlar, ellerini kaldırıyorlar ve ben onlar için yapıyorum. Open Subtitles لذا لا يمكنهم فعلها لذا يرفعون أيديهم وأنا أفتحها لهم
    Köprüyü kaldırıyorlar. Beş dakika buradayız. Open Subtitles إنهم يرفعون الجسر نصل بعد حوالي 5 دقائق
    Hırsızlar gerçekten bir dükkanın köşesini kaldırıp tatlı, güzel zeytinlere ulaşmaya çalışıyordu. Open Subtitles اللصوص كانوا يرفعون المتجر ليسرقوا الزيتون اللذيذ
    Şüphesiz aileniz sizi utandırabilir ama düştüğünüzde sadece onlar sizi kaldırıp ayakta tutar. Open Subtitles لأنه بلا شك يمكن لأبويك أن يحرجوك لكنهم أيضا الوحيدون الذين يرفعون شعرك للوراء عندما تتقيئون
    Ve bir çocuğu bayrak deliğinin oraya diktiler. Saatlerdir orada. Open Subtitles لكنهم يرفعون طفل فـوق سـارية العلم، ويظـل مُعلقاً هناك لساعات
    JM: Açık gözlü arkadaşların elini kaldırır ve ''Ne oluyor size?'' TED أصدقاؤك المذهولون سوف يرفعون أيديهم ويقولون ، "ما الذي يجري معكما؟"
    Zengin olanlar ellerini kaldırsın. Open Subtitles كل هؤلاء الأغنياء سوف يرفعون أيديهم
    Callie kahve içsin diyenler, elini kaldırsın. Open Subtitles كل المؤيدين لشرب " كالي " للقهوة, يرفعون أيديهم
    Gregory House'u işten çıkarmak isteyenler ellerini kaldırsın. Open Subtitles كل الموافقين على طرد (جريجوري هاوس) يرفعون أيديهم
    Kamyonu kaldırıyorlar! Open Subtitles انهم يرفعون الشاحنة
    - Yemekleri kaldırıyorlar. Open Subtitles - يرفعون طعامهم بعيداً عن الأرض -
    - Bacaklarını da böyle kaldırıyorlar mı? Open Subtitles وهل يرفعون ساقيهم هكذا؟
    Bütün olarak hep birlikte insanlardan oluşan bütün bir hat tüfeklerini kaldırıp nişan alırlar ve ateş ederler. Open Subtitles معاً، كوحدة صف كامل من الرجال يرفعون بنادقهم ويصوبون ويطلقون
    Ellerini kaldırıp bana şöyle sorular soruyorlardı: "Bay Yang, sizce bir kavga olsa kim yenerdi, Superman mi yoksa Hulk mu? TED كانوا يرفعون أيديهم ويسألوني أسئلة مثل: "سيد يانغ، من تعتقد أنه سيفوز في قتال، سوبرمان أم الرجل الأخضر؟"
    Surabachi Dağı'nda bayrak diken 5 Denizci. Open Subtitles خمسة جنود بحرية يرفعون العلم فوق جبل سوربياشي
    Balkonlarda ise halk, bayrak, süpürge, harita, ellerine ne geçirdiyse..., ...sallayıp selam veriyorlar. Open Subtitles يرفعون لأعلى، المزيد من الأعلام، العصي، والمماسح، أي شيء للتلويح
    Çoğu şövalye son anda çenesini kaldırır. Open Subtitles معظم الفرسان يرفعون ذقونهم فى اللحظة الأخيرة
    Karınlarını kaldırır, hırpalanmış fidanın yaralarına karınca asidi akıtırlar. Open Subtitles يرفعون بطونهم ويحقنون حمض النمليك داخل فتحات النبات المُشلّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more