- Picton salonda yürüyemiyor bile. - Ama Fransızlarla iyi dans eder. | Open Subtitles | بيكتون , لا يستطيع المشى فى صالة رقص لكنه يرقص جيدا مع الفرنسيين |
Ve bu gerçekten sanal gerçeklikte mimari hakkında dans eden birisi. | TED | وهذه حقيقة أحد ما يرقص في فن العمارة مستخدماً الواقع الافتراضي |
Onu kafasında bir şişlikle, orada öylesine dans ederken bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتركه يرقص هناك وعلى رأسه تلك الضربة |
Annem eve geldiğinde babam onunla(köpekle) dans ediyordu.. | Open Subtitles | عادت أمى الى المنزل ووجدت أبى يرقص مع الكلب |
Eğer doğru zamansa, bir sirk palyaçosu bile aslan dansı yapar. | Open Subtitles | لو كان التوقيت مناسب فمهرج السيرك يمكنه ان يجعل الاسد يرقص |
Maymun dansını görmek istiyorsan, gaydacının parasını ödersin. | Open Subtitles | اذا اردت ان تري القرد يرقص عليك ان تدفع لعازف المزمار هل تفهم ما اقولة؟ |
Bakın. Yüz bin dolarlık müzik sistemi kurdum ama hiç kimse dans etmiyor. | Open Subtitles | أنظر، نظام الصوت بـ100000 دولار ولا أحد يرقص |
Elektron, hidrojen atomunun merkezi çekirdeğinin etrafında dalgalı bir şekilde dans eder ve bir yörüngeden diğerine kuantum sıçramaları yapar. | Open Subtitles | يرقص الإلكترون في الحلقة المتموجة حول نواة المركز لذرة الهيدروجين و يقوم بقفزات كمية من مدار إلى مدار |
Zarlar masanın üzerinde dans eder yuvarlanmaları ile durmaları arasındaki zaman var ya işte doruğa çıkmak demek, odur! | Open Subtitles | الموت يرقص على الطاولة بين الآن و الوقت الذي يتوقف فيه إنه أعظم الأوقات |
Bilmiyorum ama onunla, dans eden kişi benim babam. | Open Subtitles | لا أعرف، لكن الرجل الذي يرقص معها هو أبي |
Sanki başka bir gezegenden gelmiş gibi dans eden birisini gördüğümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أول مرة رأيت فيها شخصاً ما يرقص وكأنه كان من كوكب آخر |
...parmaklarının ucunda dans ederken ve suluboyalarını alıp resim yaparken izlemek epey korkunç bir şey. | Open Subtitles | يرقص على أطراف أصابعه على بعض الموسيقى البلهاء و يقوم برسم كل أنواع الرسومات المضحكة بالألوان المائية |
Tanrım, yaşadığım sürece bir daha dans ederken göremem sanıyordum. | Open Subtitles | يا إلهى لا أعتقد أنّنى رأيته يرقص فى حياته يوّما من قبل |
Karşıya geçmek yerine kendinden geçmiş bir halde dans ediyordu. | Open Subtitles | بدلا من عبور التقاطع رأيته يرقص كأنه في نشوة |
Patileriyle sayı sayıyor, balerin gibi dans ediyordu. | Open Subtitles | إنه يشير للأرقام بمخلبه و يرقص كالباليرينا و يرقد بالأمر |
Sonra da onu, bütün kızların önünde iç çamaşırıyla hula dansı yapmaya zorladık. | Open Subtitles | ثم جعلناه يرقص بملابسه الداخلية أمام الفتيات |
Hiç kimse Alabama dansını Bobby Long'dan daha iyi yapamaz ama bu tatlı şey, yetenekli. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه أن يرقص تلك الرقصة الألبامية بصورة جيدة مثل بوبي لونج لكن تلك الحلوة يمكنها أن تتحرك |
Yani baban artık müzikholde dans etmiyor mu? | Open Subtitles | إذن والدك لم يعد يرقص في الملهى بعد الآن؟ |
Bir dansa gitmek istesem, çok mu olur? | Open Subtitles | أتعرف صعوبة أن تطلب من أحد أن يرقص معك ؟ |
Teşekkür ederim. Biri ateşle oynuyor demek. Ne dediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | شكراً لكِ أحدٌ ما يرقص مع محاصيل الشيطان لا أعرف ماذا تتحدث عنه |
Ayrıca birileri maraton koşusu yapmak veya dans etmek de isteyebilir. | TED | أو أيريد أحد أن يركض بالماراثون؟ أو أيريد أحد أن يرقص في قاعة الرقص؟ |
"Dans kısa zamanda tutkusu haline geldi ve haftada 6 gün dans etmeye başladı. | Open Subtitles | سرعان ما أصبح يعشق الرقص و صار يرقص 6 أيام في الأسبوع |
Okey. Biraz boş şişe üzerinde dans etsin. | Open Subtitles | حسناً، دعه يرقص على بعض القوارير الفارغة قبل التوجه إلى هناك |
Kocaman bir hayvan bu herifin üzerinde dans etmiş. | Open Subtitles | يبدو وكأن حيواناً ضخماً كان يرقص على الرجل |
George Bailey'in bağlantı noktasında dans ettiğini de biliyor musun? | Open Subtitles | وهل تعرف أيضاً أن (جورج بايلي) يرقص تماماً بمركز الأرضية؟ |
Evet, ama... onu dansta görmeliydin. | Open Subtitles | نعم .. لكن يجب أن تراه وهو يرقص |