"يريدهم" - Translation from Arabic to Turkish

• istediği
• istemiyor
• istemiş
• istemez
• Onları isteyen

diyor. Seyircinin hissetmesini istediği duyguyu kendisi yaşayarak gösteriyor.
إنه يمثل للجمهور ما يريدهم أن يشعروا به.

Ve bana sahip olmak istediği kadar çocuğu olduğunu ve evliliğin abartılan bir şey olduğunu söyledi.
وقال لي انه لديه بالفعل جميع الاطفال الذين كان يريدهم .وذلك الزواج كان مبالغاً فيه

Kimse istemiyor. Kimse onlar için mahkemede savaşmayacak.
لا أحد يريدهم لن يقاتل أحد من أجلهم في المحكمة

Sokaktalar çünkü kimse onları istemiyor.
أعني، أين السوق؟ إنهم هُناك في الخارج لأن .لا أحد يريدهم بأي حال

Demek ki yüreğinde bir yerlerde bunları almanı istemiş.
أن هناك شيء بداخلها كان يريدهم.

Onları odasına istemez ki.
انه لا يريدهم بالمكتب

Adlarını postalarım. Onları isteyen olursa, gelip alabilir.
انا سأرسل اسماؤهم واذا كان احد يريدهم فليحفر قبرهم

Jake'in istediği de bu; beni bulmalarını istiyor.
هذا ما يريده جيك انه يريدهم ان يعثروا علي

Eğer bu sürede seçimlerini yapmazlarsa arkalarındaki takım bir üst sıraya çıkabilir ve teorik olarak Browns'ın istediği oyuncuyu seçebilir.
و إن لم يفعلوا هذا في الوقت يستطيع أن يقفز الفريق الذي خلفهم و يسرق اللاعبين الذين يريدهم الفريق

Ve tekrar, herşey birbirinden bağımsız, ve Quentinin yapmak zorunda olduğu şey inşa etmek istediği tasarımın kopyasını elde etmektir.
ومرةً أخرى كل شيءٍ ذاتي التحكم ، وكل ما على "كوينتين " عمله أن يُعطيهم المُخطط للتصميم الذي يريدهم أن يبنوه.

Ve kızların başı toplumun onları görmek istediği yerde tutan sistematik dezavantajları yüzünden belada; sağlık hizmetlerine, eğitime sağlıklı besinlere ulaşım kısıtlaması ve zorla çalıştırma da buna dahil.
وإذا كانوا الفتيات فى معاناه بسبب مواجهتهن لعيوب منهجية في جعلهن فى مكان حيث يريدهم المجتمع به بما فى ذلك القصور عن الرعاية الصحية و التعليم , الطعام الصحى و المشاركة في ميدان العمل

Ne zaman, onun çöpünü çıkarsam, çöple beraber sokaklardan temizlemek istediği arkadaşlarımızdan birini de çıkarıyordum.
في كل مرة اخذ فيها نفاياته .... اخذ معي أحد أصدقائنا أشخاص يريدهم خارجا في الشوارع

Bay Davies gitmelerini istemiyor değil.
ليس كثيرا ... السيد ديفيز لا يريدهم أن يذهبوا

Bu yüzden de arkadaş edinmeye çalışmıyor çünkü istemiyor ki.
... لهذا هو لا يحاول أن يتعرّف على أصدقاء . لأنه لا يريدهم

Onları istemiyor!
أنه لا يريدهم,يريدني فقط

Çünkü Ajan Booth, aristokratların sadece dengesini bozmak istemiyor onları altüst etmek istiyor.
ذلك لأنّ العميل (بوث) لا يريد أن يكون الأرستقراطيين غير متوازنين فحسب -بل يريدهم رأساً على عقب

Pekala, o da istemiyor.
حسناً , هو لا يريدهم أيضاً

Onları kim öldürmek istemiş olabilir ki?
من يريدهم ميتين ؟

Bilmelerini istemez.
لا يريدهم أن يعرفوا

- Onların ölmesini istemez. - Nereden biliyorsun ?
- أنه لا يريدهم أن يموتوا

Onları isteyen bir çocuk istiyorlarmış ve senin istemediğini söylemişler.
، هم يريدون طفل يريدهم وهم أستطاعوا أن يلاحظوا بأنك لا تريديهم

Onları isteyen kimse yoktu.
لم أجد أحدا يريدهم