Bir de kıza babasının Tanrı ilaçlarını almasını istemediği için öldüğünü söyleyelim. | Open Subtitles | ونخبرها بأنّه يحتضر لأنّ الرب لا يريده أن يتناول علاجه |
Bir yerlerde, birilerinin halkin öğrenmesini istemediği bir şeyin içindeyim. | Open Subtitles | لقد توصلتُ لشيء ما ، شخصاً ما في مكان ما لا يريده أن يخرجُ للعلن |
Bombacının açığa çıkmasını istemediği bir sırrı olmalı. | Open Subtitles | لذا ربّما يملك المفجّر سراً لا يريده أن يظهر للعلن... |
Cole'un avukatına göre Simon Graham'ın onun sahip olmasını istemediği bir mülk satın almaya çalışıyordu. | Open Subtitles | وفقاً لمحامي (كول) فقد كان يحاول شراء ملكية لم يكن (سايمون غراهام) يريده أن يحصل عليها |