Çünkü sanırım ben seni tırısa kaldırmak isteyen bir at adam tanıyorum. | Open Subtitles | لأني أعتقد بأني أعرف رجلاً كهذا قد يريدُ أن يأخكِ في نزهة |
Uzun yoldan gitmemi isteyen tek kişi Rodin değil anlaşılan. | Open Subtitles | يبدو أن رودان ليس الوحيد الذي يريدُ مني أخذ المنعطف |
Tatlım, kimse seninle yatmak istemiyor. | Open Subtitles | عزيزتي, لايوجد أي شخص يريدُ ممارسة الجنس معكِ |
Hasta, kendiyle barışık olduğu için işitme cihazı istemiyor. | Open Subtitles | لا يريدُ المريضُ الزرع لأنّه مرتاحٌ كما هو |
Şefim seni tutuklamamı istedi, ben de seni eve göndermek için onu ikna ettim. | Open Subtitles | قائدي يريدُ إعتقالك أقنعته بأن يرجعك للبيت |
Bu yararlar, tıbbi marihuana savunucularının inanmamızı istediği kadar büyük veya çarpıcı olmayabilirler ancak gerçekler. | TED | قد لا تكون هذه الفوائد كبيرة أو مذهلة كا يريدُ منا معظم الأنصار المتحمسين للماريجوانا الطبية أن نعتقد ولكنها حقيقية. |
Kimse bakir birini istemez Andy. | Open Subtitles | لا أحد يريدُ فتىً بتولاً يا آندي |
Finn Walden, Dana'yı ziyaret etmek istiyormuş. | Open Subtitles | (فين والدن) يريدُ القدوم و زيارة (دانا). |
Ziyaretçiler neden insan vücudundaki fosfor seviyesini yükseltmek istesin ki? | Open Subtitles | لمَ يريدُ الزائرون رفعَ مستوى الفوسفور في البشر؟ |
Beni öldürmek isteyen birini öldürmekten daha önemli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي أكثر أهمية من قتل شخص ما يريدُ قتلي ؟ |
Araştırmacımız, Birleşik Devletler'de şüpheli sermayeyle ev, yat ve jet almak isteyen Afrikalı bir bakan gibi davrandılar. | TED | تظاهر بأنه وزير أفريقي وأنه يريدُ نقل أموالاً مشبوهة إلى الولايات المتحدة لشراء منزل ويخت و طائرة. |
Çocuklar! Devre yapmada yardımcı olmak isteyen? | Open Subtitles | يا شباب، من يريدُ المساعدة لنصنع دائرة كهربائية؟ |
Amcan, Şerifle takışmanı istemiyor galiba. | Open Subtitles | لا يبدوا أن عمكِ يريدُ لكِ ان تتجاوزي ألشِريف |
Kaçırdığı kadınları incitmek istemiyor olabilir, ama kendini mecbur hissediyor. | Open Subtitles | من المحتملِ انهُ لا يريدُ أن يؤذي النساءَ الاتي إختَطَفَهنَ، لكن بطريقةٍ ما يَشعُرُ بأنَهُ مُضطَرٌ لِذَلك. |
Bana finansal olarak destek vermek istemiyor. | Open Subtitles | إنه لا يريدُ مساعدتي بعد الآن. |
Savcı bu olay ile çok yakından ilgilenmemi istedi. | Open Subtitles | المُدّعي العامّ يريدُ أيّة مُساعدة في هذا المجال |
Brunson bir hafta civarında saati taktı daha sonra aynısının platin olanını istedi. | Open Subtitles | لقد إرتداها لمدة أسبوعٍ فقط ومن ثم قرر بأنَّه يريدُ مثيلتها ولكن مصنوعةٍ من معدن البلاتين |
Onu emzirmeye kalktım ama istediği süt değildi. | Open Subtitles | جربتُ أن أعتني بهِ لكنّه لم يكُن يريدُ الحليب |
Seninle evlendirmek istediği çocuğu beğenmediysen o zaman istemediğini söyle. | Open Subtitles | إذا كنتِ لاتحبين الرجل الذي يريدُ منكِ أن تتزوجيهِ إذاً قولي لا |
Kimse o iblisi içinde istemez. | Open Subtitles | لا أحدَ يريدُ ذلكَ الشر بداخلهم |
- Finn, gelip seni görmek istiyormuş. | Open Subtitles | -تسألني ماذا ؟ (فين) يريدُ القدوم لرؤيتكِ. |
su Dooley denen adam, magazanin sahibi. Size niye iftira atmak istesin ki? | Open Subtitles | هذا الرجل (دولي) ، مالك المركز التجاري لمَ يريدُ الإيقاع بكَ؟ |
Sarhoş dümencileri ve havada çarpışanları düşünmeyi kim ister ki? | Open Subtitles | من يريدُ أن يفكر بشأن الطيارون السكارى و الأصطدامات الجويه |
Evet, 10 bin doları geri mi istiyor? | Open Subtitles | أجل , إنهُ يريدُ بأن يستعيدَ العشرةَ آلاف؟ |