Bir kaç hafta önce Avrupa'ya gelmişti ve beni görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | وبعد ذلك منذ اسابيع قليلة، كان في اوروبا، وقال انه يريد رؤيتي |
Evet, haftalardır arayıp duruyordu ve bu sabah arayıp beni görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | أجل، لقد كان يُراسلني ليطلب حضوري إليه منذ أسابيع، ولقد اتصل اليوم، وقال بأنه يريد رؤيتي |
Valilik beni görmek istiyor,babanın senatodaki sandalyesi ile ilgili . | Open Subtitles | إن مكتب الحاكم يريد رؤيتي. هناك أمر ما عن مقعد والدك في مجلس الشيوخ. |
Sorun değil, anladım. Beni bu halde görmek istemiyor. | Open Subtitles | لا, أنا اتفهم, لا يريد رؤيتي هكذا |
Neyse, bir kere yemeğe çıkmıştık sonra bir ikincisine davet etti sonra durduk yere beni aradı, buluşmayı iptal etti ve beni tekrar görmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | بأي حال، نخرج في موعد واحد، ويطلب مني موعداً ثانياً، ثم يتصل بي فجأة، ويلغي الموعد، ويقول إنه لا يريد رؤيتي مجدداً |
Kocamın beni görmek istediğine dair bir gardiyandan telefon aldım. | Open Subtitles | تلقيت مكالمة من حارس يقول إن زوجي يريد رؤيتي |
- DPO aradı. Şartlı tahliye memurum beni görmek istiyormuş | Open Subtitles | اتصل بي قسم إدارة السجون شرطي التسريح المشروط يريد رؤيتي |
Öğleden sonra 4:30'ta benimle görüşmek istediğini söylediği bir çağrı aldım. | Open Subtitles | تلقيت هذا الإتصال بأن قسم الموارد البشرية يريد رؤيتي في الساعة 4: 30. |
Gitmeden önce beni bir daha görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنه يريد رؤيتي مجدداً قبل أن يغادر |
Evet, biliyorum. Korkunç bir şey. Beni de görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | أجل أعلم أن هذا سيء يقول بأنه يريد رؤيتي |
Ağır Suçlar şefinin beni görmek istediğini söylediler. | Open Subtitles | والذي كان يهدف لتقليصها لقد قيل لي بان الكابتن المسؤول عن الجريمة يريد رؤيتي. |
Ned Miller'ın beni neden işten sonra görmek istediğini biliyorum artık! Popomu tekmeleyebilmek için! | Open Subtitles | نيد ميلر يريد رؤيتي حتى يطردني |
Fakat şu an beni görmek istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكني لست واثقة من أنه يريد رؤيتي الآن |
Oh? Biri kısa bir süreliğine beni görmek istiyor. | Open Subtitles | ااه ، شخص يريد رؤيتي لمدة قصيره. |
Kudrow beni görmek istiyor. | Open Subtitles | كودرو يريد رؤيتي |
Beni yalnız görmek istiyor. | Open Subtitles | يريد رؤيتي لوحدي. |
Beni görmek istemiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يريد رؤيتي. |
Beni görmek istemiyor. | Open Subtitles | إنه لا يريد رؤيتي. |
Bir gün damdan düşer gibi beni bir daha görmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني ذات يوم فجأة أنه لا يريد رؤيتي مجدداً |
Ayağa kalktı, teyzemi arayıp beni bir daha görmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد نهض وأتصل بعمتي وأخبرها إنه لا يريد رؤيتي بعد. |
Beni görmek istediğine sevindim, ama... | Open Subtitles | انا سعيدة لأنه يريد رؤيتي لكن انا... |
Aslında, eski sevgilimdi. Ve beni görmek istiyormuş. | Open Subtitles | حسناً , الحقيقة هي أنه كان صديقي السابق وكان يريد رؤيتي |
Lou benimle görüşmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال (لو) أنه يريد رؤيتي. |
Paul, beni görmek istiyorsa, neden burada değil? Niye seni gönderdi? | Open Subtitles | (بول)، إذا كان يريد رؤيتي فلماذا لم يأتي؟ |
Eğer gerçek babam orada olsa bile, muhtemelen beni görmek istemeyecektir. | Open Subtitles | حتى لو كان أبي الحقيقي موجودا فمن المحتمل أنه لا يريد رؤيتي |