hâlâ yaşayacağım hayatım var, daha yazacağım çok sayfa var. | TED | ولا يزال لدي حياتي لأعيشها، وما زال لدي العديد من الصفحات لأخوض تجربتها. |
hala gidece bir yolum var. | TED | شكرا جزيلا. لا يزال لدي وسيلة للمواصلة. |
Ve şimdi babam ve ben... ...ayrıyız ve hala aramızda sorunlarımız var. | TED | وحتى الآن، أنا ووالدي خرجنا وما يزال لدي مشاكل. |
hala senin için bir işim olduğunu düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أنه لا يزال لدي وظيفة لك؟ |
Neyse ki Üst Karargah'ta hala biraz nüfuzum var. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، لا يزال لدي بعض التأثير في المقار العليا |
Kafamı kurcalayan bazı şeyler var. | Open Subtitles | إن كان ليس لديك نقود فما يزال لدي بضعة من النقود |
Eğer iyi bir fiyat alırsak... daha 30 parça var. | Open Subtitles | روز اذا حصلنا على سعر جيد لا يزال لدي 30 العقل هو تماماً مثل الجسم |
Çıplak bir adam olabilirim ama yine de hislerim var. | Open Subtitles | أنا رجل من القماش لكن لا يزال لدي مشاعر. |
Endişelenme. Kolumda hala yeterli uzaylı çıkartması var. | Open Subtitles | لا تقلق لا يزال لدي خدعٌ اُخرى للفضائين لم اُظهرها بعد |
Sebebim var sevinmek için Ne yapacağım belli | Open Subtitles | سيكون ما يزال لدي سبباً للإبتهاج لأن الطريق ما زال متاحاً أمامي |
Kafam hala omuzlarımın üstünde. | Open Subtitles | حسنا ، على الأقل لا يزال لدي رأس على كتفي |
Bu yılan kafalı eleman zımbırtısı hala bende. | Open Subtitles | لا يزال لدي هذا التي ترأسها الثعابين دوهيكي. |
Tek duyduğum bahane. Ve koltuk hala lekeli. | Open Subtitles | كل ما اسمعه منك هو الشكوى ولا يزال لدي شعر ذو شامة |
Önce geri dön, hala yapılacak işlerim var. | Open Subtitles | عودي أنتِ أولاً، لا يزال لدي بعض الأعمال. |
Bu tutkuya yaptığım her işte hâlâ sahibim. | TED | ولا يزال لدي هذا الدافع للإستمرار بالتحرك في أي شيء أقوم به. |
Eğer seni sabah görürsem, ...hâlâ benim ortağım olduğunu bileceğim. | Open Subtitles | إذاَ كنت لا تزال هنا بالصباح ، فسأعلم بأنّه لا يزال لدي مساعد |