"يزعم" - Translation from Arabic to Turkish

    • iddia ediyor
        
    • söylüyor
        
    • Sözde
        
    • söyleyen
        
    • iddia eden
        
    • dediği
        
    • iddia ettiği
        
    • iddia ediyorlar
        
    • iddia etti
        
    Kuzey Carolina'daki adam ruhunuzdaki kötülüğün siyah katranını temizleyebildiğini iddia ediyor. Open Subtitles رجل في شمال كارولينا يزعم بامكانه ازالة الشر الاسود من روحك
    Olay olduğunda odada olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles إنّه يزعم أنّه كان بالغرفة عندما حدث الأمر
    Pekâlâ, karısının onu işten aradığını ve eve geldiğini söylüyor. Open Subtitles يزعم أن زوجته إتصلت به من المكتب وعاد للمنزل
    Müvekkilimin Sözde, Bay Bundy'den çaldığı değerli eşyalar. Open Subtitles إن الأشياء الثمينة التي موكلي يزعم أنهم سرقوا من السيد بندي.
    Saklayacak hiçbir şeyi olmadığını söyleyen birine göre epey suçlu görünüyorsunuz. Open Subtitles بالنسبة لرجل يزعم أن ليس لديه ما يخفيه حقاً تبدوا مذنباً
    Kurumumuza, reşit olmayan oğlunuzu ihmal ettiğinizi iddia eden bir telefon geldi. Open Subtitles مكتبنا تلقى اتصالاً يزعم بإهمالك لأبنك الصغير.
    Bu adamı kamp kuruldu dediği yere götürün. Open Subtitles خذا هذا الرجل إلى الأتجاه الذي يزعم وجود المخيم فيه
    Bizim birbirimizi sevdiğimiz kadar, o da karısını sevdiğini iddia ediyor. Open Subtitles يزعم أنه يحب زوجته بقدر ما يحب واحدنا الآخر
    Çocuğu cinayet edecek duruma soktuğunu iddia ediyor. Open Subtitles يزعم أنكِ وضعتيه في حالة تأهب للقتل حسناً، إذاً فكري
    Ahşap analizlerinde uzman olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles يزعم بأنّه الأكثر خبرةً بالعالم من خلال إجراء إختبار على للخشب.
    Ayrıca yunuslarla konuşabiliyor. Ya da öyle iddia ediyor. Open Subtitles بالإضافة، هو يمكنه مخاطبة الدلافين، أو كما يزعم
    Radyolojiden. Hastam çengelli iğne yuttuğunu iddia ediyor. Open Subtitles من قسم الأشعة, مريضي يزعم أنه ابتلع دبوس أمان.
    Oğlunuzun kız arkadaşını hamile bıraktığını ve kocanızın kürtaj parasını verdiğini iddia ediyor. Open Subtitles يزعم أن ابنك تسبب بحمل صديقته وبأن زوجك،دفع ثمن الإجهاض
    Nelson, olaydan önce ölen kişinin 6. katta ona saldırdığını söylüyor. Open Subtitles يزعم نيلسون أن القتيل هاجمه بالطابق السادس قبل الحادث مباشرة
    Çoğalıcıların yokettiği bir insan gezegeni olduğunu söylüyor. Open Subtitles يزعم أنه كان كوكبا يسكنه البشر قام الريبليكيتورز بتدميره
    Barmen Starline'dan 7: 3O'da ayrıldığını söylüyor. Doğru mu? Open Subtitles ساقي البار يزعم أنك تركت حوالي السابعة و النصف، هل هذا صحيح؟
    Hiç kimsenin görmediği Sözde bir şahitten gelecek evrakları bekliyoruz, çapraz sorguya daha fazla devam edemeyiz. Open Subtitles نحن في إنتظار وثائق لمْ يرها أحد، يزعم أنّها من شاهدٍة لمْ يعد بإمكاننا إستجوابها؟
    - Sözde iddia onlar efenim, kanıtlanmadılar. Open Subtitles ولكن بعد ذلك اتهم من البيت الابيض بتزوير شهادة الشهود يزعم ذلك يا سيدي و لم يثبت تزوير شهادة الشهود
    Onun vurulmadan önce ellerini havaya kaldırdığını söyleyen tanıklar var. Open Subtitles عندما جاء من الركن لدينا شاهد عيان يزعم رؤيته المشتبه رافع يديه
    Zayıflıktan bahsetmişken kolundan ısırık aldığını iddia eden duvarımda zincirlenmiş bir kurt var. Open Subtitles بالحديث عن نقاط الضعف، ثمّة ذئب مسلسل لجداري يزعم أنّه قضم ذراعك.
    Keşke dediği gibi olup olmadığını anlayabileceğim bir test olsa. Open Subtitles ليت هناك ما يشبه اختبارًا يمكنني إجراؤه لأثبت أنّه فعلًا كما يزعم.
    Şimdi, Winkler iddia ettiği gibi üç gün önce Tranquility Villa'sına doğru tepeye ilerliyor. Open Subtitles الآن هناك إتجه مباشرةً نحو الفيلا قبل ثلاثة أيام كما يزعم
    Dilekçe sahipleri daha başka sözleşmeden kaynaklı ihlalleri iddia ediyorlar. Open Subtitles يزعم المُدّعـون عددًا آخـرًا من الإنتهاكات العقديّة
    Şekerli su olduğunu iddia etti ama kalanını test için labaratuvara yolladık. Open Subtitles يزعم أنّه مجرّد ماء وسكر لكنّنا أرسلنا الباقي إلى المعمل لنحلّله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more