"يسألنى" - Translation from Arabic to Turkish

• sormadı
• soran
• sordu
• sormaya
• sormalıydı
• sormamıştı
• sorgulayamaz
• sorup duruyor

Kimse bana dizide ne yaptığımı bile sormadı.
ولم يهتم أحد حتى أن يسألنى عن دورى فى العرض

Bunu bana daha önce kimse sormadı.
لم يسألنى أحد هذا السؤال من قبل

Diğer herkes için kolaylaştıracağı açık. Ama benim ne hissettiğimi soran var mı?
سيسهل ذلك الأمور على الجميع ولكن هل يسألنى أحد عن شعورى؟

Vic, bugün beni görmeye bir polis geldi, o kadın hakkında sorular sordu.
قابلت ذلك الشرطى اليوم وكان يسألنى عن تلك المرأة

Bana savaş hakkında sorular sormaya başladı.
وبدأ هو يسألنى أسئلة عن الحرب

- Belki de bana sormalıydı.
-ربما من الأفضل لو لم يسألنى

Annem dışında kimse benimle konuşmamış veya soru sormamıştı.
ماعدا أمى لم يتحدث إلى أحد أو يسألنى أسئلة

Hiç kimse benim otoritemi sorgulayamaz.
لا أحد يسألنى هنا

Carl herkese davalar arasındaki bağlantının sadece tesadüf olup olmadığını sorup duruyor.
أتانى كارل من بين كلّ الناس يسألنى إن كانت العلاقة بين هذه القضايا أكثر من ظرفية

Kimse bana yatağın hangi tarafını sevdiğimi sormadı.
لم يسألنى أحد أى جانبى السرير أفضل

- Bana kimse bir şey sormadı.
لم يسألنى أحد عن شئ من قبل

Kimse bana sormadı!
ولم يسألنى أحد عنها

Sakın soyismini alıyorum deme. Benimle evlenirmisin diye sormadı bana.
انه لم يسألنى لكى اتزوجه

Bir yandan kıçımı mıncıklarken kendisine "amca"dememi isteyen... ve bütün bekar kızların nefret ettiği soruyu soran biri.
أحدهم يصر على أن اناديه بعمى بينما هو يشد مؤخرتى ثم يسألنى الأسئلة التى تخيف كل من يعيشون حياة الوحدة

"Flash kontrolü al." Nasıl kontrol edeceğimi bilip bilmediğimi soran oldu mu?
فلاش. خذ أداة التحكم. لماذا لا أحد يسألنى هل تعرف كيف.

Aslında tek istediğim bana saati soran ilk salağa aşkımı vermek.
اعطى حبى لأول احمق يسألنى عن الساعه

Ve sonra iki kocaman göğüs bana içki isteyip istemediğimi sordu.
وبعد هذا أحصل على هذا الثدي الكبير يسألنى ماذا أريد أن أشرب

Adam sordu da söyledim.
إنه يسألنى عن رأيى فقلت أنه كاثوليكى هذا رأيى أنه كاثوليكى

Birisi bana, bu konuya saplanmamın sebebinin cinsiyet, Nazizm, ırk ve benzeri tartışmalar sonucu ortaya çıkacak öfkeyi saptırmak olup olmadığını sordu Buna yorum yapmayacağım.
شخص ما يسألنى إذا كنت قد أقحمتها لكى أمتص الغضب الناتج من مناقشات النوع والنازية والعرق وغيرها . أنا لن أعلق غلى ذلك .

Tavuk konusunda sorular sormaya devam etti.
كان يسألنى إن كنت أريد الدجاج

Babam bana neden diye sormaya devam ediyor.
ابى ظل يسألنى عن السبب

Hayret edilecek bir şey. Bugüne kadar kimse bana bu soruyu sormamıştı.
هذا رائع لم يسألنى احد هذا السؤال من قبل

Gerekçelerimi kimse sorgulayamaz Randall.
لا يوجد رجل يسألنى عن السبب، (رانديل)

Herkes bana sorup duruyor, sen gittiğinde ne yapacağım diye.
الجميع كان يسألنى ماذا سأفعل وحدى حين ترحل