Sıradan bir günde, kaç erkek sana seninle ilgili soru soruyor? | Open Subtitles | في معدل اليوم , ما عدد الشباب اللذين يسألون أسئلة عنكِ؟ |
Üstelik bana kalırsa artık daha fazla insan şu soruyu soruyor: Neden tüketimi artırmak yerine, tükettiklerimizi değiştirmiyoruz? | TED | و أنا أعتقد أن أعداد كبيرة من الناس يسألون : لماذا نعزز الإستهلاك , بدلا من تغيير ما نستخدم ونستهلك ؟ |
Tüm bu sürede bizi sorguladılar, Riley'i ve Tom Card'ı sordular. | Open Subtitles | لقد كانوا يستجوبونا طوال الوقت يسألون عن رايلي و توم كارد |
Bu yüzden, diğer bilim dallarındaki yeterli sayıda bilim adamı insanlardan gerçekten yardım istiyorlar ve bundan iyi iş çıkarıyorlar. | TED | لذلك , ما يكفي من العلماء في مجالات آخري حقيقة يسألون مساعدة من الناس , وإنهم يتممون عمل جيد . |
Her gün Sue ve Carly kendilerine aynı soruyu sorarlar. | Open Subtitles | لذلك كل يوم سو و كارلي يسألون أنفسهم نفس السؤال |
Evet. Polis siz ve o ..kayıp kız hakkında sorular sordu. | Open Subtitles | نعم ، كانت الشرطة هنا يسألون عنك وعن تلك الفتاة المفقودة |
Frankfurt ayrıntıları sorup duruyor. | Open Subtitles | و الفرانكفورت يظلو يسألون عن المزيد من التفاصيل, الحمقى |
Tabii soracaklar. Hıyar herif onlara para kazandırıyor. | Open Subtitles | بالتأكيد يسألون,إنهم يكسبون مع ذلك الوغد |
Öteki subaylarım yanlış sorular soruyor olabilir. | Open Subtitles | ضباطي الآخرون، ربما يسألون الأسئلة الخطأ |
Birçok uluslararası gözlemci sebebini soruyor. | Open Subtitles | والعديد من المراقبين الدوليين يسألون لماذا |
- Katılıyorum. - Kuzenlerim hep onu soruyor. Şimdiden biletlerini aldılar. | Open Subtitles | أقربائي دائما يسألون عنه لقد اشتروا تذاكرهم مسبقا |
Bana ve meslektaşlarıma değer sistemlerimiz ve ortak girişimizin rotasının neye ihtiyacı olduğu hakkında eş değerde zor sorular sordular. | TED | يسألون أسئلة مساوية بالصعوبة عن ذاتي وأقراني من الحي وعن نظم القيم خاصتنا وكيف سيكون طريقنا نحو وكالة جماعية. |
Bir anket yaptılar, kızlara kaç tane kadın mucidimiz olduğunu, kaç tane bilim kadınımız olduğunu sordular. | TED | كان لديهم استبيان، وكانوا يسألون الفتيات حول عدد النساء المخترعات، وكم من النساء العالمات لدينا. |
Efendim, güvenlik birimleri değerlendirme istiyorlar. | Open Subtitles | سيدى, محللون نفسيون من الدولة يسألون عن التقييم |
Şef Talley? FBl burada barikatta ve seni istiyorlar. | Open Subtitles | أيها الرئيس تالى، رجال المباحث الفيدرالية يسألون عنك |
İlk beş dakika içinde onları öldürmediğinde, insanlar ek sorular sorarlar. | Open Subtitles | الناس يسألون أسألة متتالية ان لم تتحفهم في اول خمسة دقائق |
Artist beni sordu, ve eğer getirmezsen, onlar da bırakıyorlar. | Open Subtitles | الفنانين يسألون عنّي و إذا لم تلبي طلبهم سيرحلون |
Ancak insanlar hala sorup duruyor. Nerede bu Müslümanlar ve neden bir şeyler yapmıyorlar. | Open Subtitles | غير أن الناس لا يزالون يسألون أين هم المسلمون؟ |
Ne yapacaklarını biliyorsun. Hatırını soracaklar. | Open Subtitles | .تعرفين كيف يتصرفون يسألون عن الأحوال، وما إلى ذلك |
Kendilerine ne tür siyasi güç ve birimlere sahip olduklarını sormaya başlarlar. | TED | وبدأوا يسألون أنفسهم أي نوع من السلطة السياسية لديهم. |
Bazı gazeteciler şu bilerek az sayı atma olayı hakkında soru soruyorlar. - Senin bu konuda bilgin var mı? | Open Subtitles | بعض الصحافيين يسألون بشأن موضوع تقليل النقاط |
Barın bir tanesinde oturmuş buzun markasının ne olduğunu soran aşağılık herifler bulacağım. | TED | سأعرف بعض الأوغاد في حُفر الماء يسألون ما نوع الثلج. |
Aldıkları ücret karşılığında pek fazla soru sormazlar. | Open Subtitles | أن تدمر العالم؟ بهذه الأسعار الباهظة فانهم لا يسألون الكثير من الاسئلة |
Ve bana Geçen ay nerede olduğumu sorarlarsa? | Open Subtitles | و عندما يسألون ما الذي كنت أفعله خلال الشهر الماضي؟ |
Çok fazla soru sormuyorlar, kendilerine küçük adımlarla ilerlemiş gibi hissetmek konusunda izin vermiyorlar. | TED | لا يسألون كثيراً، ولا يسمحون لأنفسهم بأن يشعروا يتحركون بخطوات صغيرة. |
Birşeyler söylemek isteyen var mı, diye sorduklarında, insanların bende nasıl baktılarını göreceksin | Open Subtitles | آمل أن ذلك كان صحيحاً. أترين نظرة الناس إليّ عندما يسألون إن كان لدى أحد بضعة كلمات ليقولها؟ |
Bu, kadınların birikimleri, kadınların sermayesi; bir iş planı isteyen dış yatırımcının değil. | TED | إنه رأسمال النساء، ولا يوجد مستثمرون من الخارج يسألون عن خطة عمل. |