| Ne Sol ne de sağ, ne devletçi ne liberteryen. | TED | هو ليس يساري أو يميني, هو ليس عن أنصار الحكومة الأحرار أو أن جزء منه |
| soluma geçip dizlerinin üstüne çökeceksin, sağ elini buraya, Sol elini buraya koyacaksın. | Open Subtitles | انزل على ركبتيك إلى يساري. ضع يدك اليمنى هنا، واليسرى هنا. |
| soluma baktım ve çok dikkat çekici bir manzarayla karşılaştım. | TED | نظرتُ إلى يساري فشاهدت هذه الصورة اللافتة للنظر. |
| - Benim solum mu, senin solun mu? | Open Subtitles | - أتقصد يساري أنا أم يسارك أنت؟ - |
| solcu liberal bir üniversite profesörü için cidden berbat bir işti. | Open Subtitles | .. كان عملاً لايُستهان بِه . من أستاذ جامعةٍ يساري ليبرالي |
| Sağımı Solumdan ayırabildiğimi düşünüyorum. - Efendim? | Open Subtitles | لا تكن سخيفا , بوف أعتقد أنني أعرف يميني من يساري |
| Göğüs kafesini takip ederek Sol ciğeri açıyoruz. | Open Subtitles | سنبدأ بتعطيل الرئة اليسرى و نتبعها بشق صدر يساري |
| Sol tarafımdan bir şey batıyor bana. Tek hissettiğim bu. | Open Subtitles | أشعر بشئ ينخزني على يساري , ذلك هو ما أشعر به |
| En kaliteli likörlerin sağ tarafımda orta kalitedekilerin ise Sol tarafımda durmasını tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن يكون رف المشروبات الكحولية على يميني والأصناف الجيدة على يساري |
| 10 bin odadan, ve sattım, Sol tarafa. | Open Subtitles | عشرة آلاف دولار من الغرفة وبيعت لمن على يساري |
| Bir başka deyişle acımasız, baskıcı, politik özgürlüklerden nefret eden orantısız güç seven, Sol görüşlü Güney Amerika diktatörü. | Open Subtitles | معروف بأنه عديم الرحمة وقمعي، ويكره الحرية السياسية فهو ديكتاتور يساري من أمريكا الجنوبية ويحب وحشية أفراد شرطته |
| Sağıma baktığımda veya soluma baktığımda gördüğümün hoşuma gideceği bir yer. | Open Subtitles | أين يمكن أن ألتفت إلى يساري أو إلى يميني و أحِبَّ ما رأيت |
| soluma basıp arkamı döndüm tam da üzerime gelirken... | Open Subtitles | لذا أخطوا إلى يساري, وأستدير... ...وهو قادم نحوي |
| Pekala. Mavi tişörtlüler soluma geçsin. | Open Subtitles | حسنا اصحاب القمصان الزرقاء على يساري |
| O benim solum.Daima benim solum. | Open Subtitles | يساري أنا مثل العادة |
| Benim solum mu, sahnedekilerin solu mu? | Open Subtitles | يساري أو يسار الجمهور؟ |
| Hayır, hayır, hayır. Benim solum senin sağın. | Open Subtitles | كلا, إلى يساري إلي يمينك |
| solcu, entellektüel bir New York Yahudisine benziyorsun. | Open Subtitles | أنتِ مثل يهود نيويورك يساري ، تحرري ، مثقف |
| Eşofman üstümü çıkartmayacağım ve sola kaymanı söylediğimde kendi Solumdan bahsediyor olacağım. Senin solundan değil. | Open Subtitles | وعندما أخبرك أن تتحرك لليسار ، فأنا أتحدث عن يسارك أنت وليس يساري |
| sola geçersem ona çarparım. | Open Subtitles | انا ؟ هل تعني يساري ؟ أذا عبرت من جهة اليسار فسأصطدم به |
| Sağlak mı yoksa solak mı olduğuna daha sonra karar verirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تقرر لاحقاً ان كنت انت يساري ام يميني |
| Ama onunla aynı üniversitedeydik ve o günlerde aşırı solcuydu. | Open Subtitles | ولكن عندما كنا طلبة في الجامعة كان يساري حتى النخاع |
| solumda oturan beyefendi çok meşhur, belki fazlasıyla meşhur birisi, Frank Gehry. | TED | السيد الجالس على يساري هو الشهير جداً، ربما الشهير زيادةً عن اللزوم فرانك جيري |
| Şimdi, bir kuş olsaydım, solumdaki bina bir sorun kaynağı. | TED | الآن لو كنت طائراً، فإن المبنى على يساري يشكل عائقاً. |