Biz insanlara yardım ederiz. Tam olarak hak etmeseler bile. | Open Subtitles | نحنُ نساعدُ النّاس، حتّى حينما يكونون حتمًا لا يستحقّون ذلك. |
Bana öyle bakmayı kes. Bazı insanlar hak ettiğini bulur. | Open Subtitles | توقفي عن النظر إليّ هكذا بعض الناس ينالون ما يستحقّون |
Özgürlüğü hak eden herkesi affediyorum | Open Subtitles | أنا سأغفر لأولئك الذين يستحقّون الحرّية. |
Onların hak ettiği şey bir teşekkür anlamsız kaprislerin değil. | Open Subtitles | هم يستحقّون شكرا منك لا مزيد من نوبات غضبك المشهورة عالميا |
Vatandaşlarımız, 13 milyon dolar karşılığında bunu hak ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمريكان يستحقّون شيئاً مقابل 13 مليون دولار |
Fakat her şekilde bizim yardımımızı hak ediyorlar. | Open Subtitles | لَكنَّهم يَملكونها على أية حال، يستحقّون مساعدتَنا. |
Belki aileleri vardı. Belki ölmeyi hak etmiyorlardı ama ben yine de öldürdüm. | Open Subtitles | ربّما كانت لديهم عائلات، ربّما لا يستحقّون الموت. |
Çünkü sizler mutlu olmayı hak eden kişilersiniz. | Open Subtitles | لأنّكِ من نوعِ الأشخاصِ الذين يستحقّون أن يكونوا سعداء. |
Belki bazı insanların ölmeyi hak ettiği doğrudur. | Open Subtitles | قد يكون صحيحاً أنّ بعض الناس يستحقّون الموت |
İçlerinde ikinci şansı hak eden birisi çıkabilir gibi geldi. | Open Subtitles | أظن أن هؤلاء الرجال يستحقّون منكَ نظرة أخرى. |
Yani babamla sürekli iyi geçiniyor falan değildik ama herkes cenazesinde hakkında iyi şeyler söylenilmesini hak eder, değil mi? | Open Subtitles | أنا وأبي لم نكُن دومًا على وفاق، لكن الجميع يستحقّون قولًا تأبينيًّا حسنًا في جنازاتهم |
Neden? Her zaman kötü insanların ölmeyi hak ettiklerini söylemez miydin sen? - Sen kötü bir insan değilsin. | Open Subtitles | أوَلستَ مَن يقول دائمًا إنّ الأشرار يستحقّون الموت؟ |
Ama herkes merhameti hak etmez. | Open Subtitles | لم أرَ مغزى من قتله , لكن ليس كلّ الآثمين يستحقّون المغفرة |
Ama herkes merhameti hak etmez. | Open Subtitles | لم أرَ مغزى من قتله، لكن ليس كلّ الآثمين يستحقّون المغفرة. |
Onları param parça ettim. Çıkardıkları ses hoşuma gidiyordu. Çünkü bunu hak ettiklerini düşünüyordum. | Open Subtitles | مزّقتهم إربًا، واستمتعت بصرخاتهم لأنّي أدركت أنّهم يستحقّون ذلك مثلك. |
Bunu hak etmeyenlerden bile. | Open Subtitles | و لا حتّى إنْ كانوا يستحقّون فقدان الرجاء |
Onları param parça ettim. Çıkardıkları ses hoşuma gidiyordu. Çünkü bunu hak ettiklerini düşünüyordum. | Open Subtitles | مزّقتهم إربًا، واستمتعت بصرخاتهم لأنّي أدركت أنّهم يستحقّون ذلك مثلك. |
Durumu böyle düşündüğümüzde buradaki herkes ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | لذا إن فكّرتم في الأمر فكلّ من هنا يستحقّون الموت |
Tutmaya niyetli oldugum bir söz verdim. Herkes mutlu bir sonu hak eder. | Open Subtitles | قطعت وعداً لكِ وأنوي صونه الجميع يستحقّون نهاية سعيدة |
Biliyorum burası, insanların cezalandırılmayı hak ettiği iğrenç bir yer. Ama cezalandırılmıyorlar. | Open Subtitles | أعلم أنّه مكان مروّع فيه من يستحقّون العقاب يُفلتون. |
Bazı insanlar vardır yaşamayı haketmezler. | Open Subtitles | يوجد بعض الأشخاص في هذا العالم لا يستحقّون العيش و حسب |