Belki aileleri vardı. Belki ölmeyi hak etmiyorlardı ama ben yine de öldürdüm. | Open Subtitles | ربّما كانت لديهم عائلات، ربّما لا يستحقّون الموت. |
Belki bazı insanların ölmeyi hak ettiği doğrudur. | Open Subtitles | قد يكون صحيحاً أنّ بعض الناس يستحقّون الموت |
Durumu böyle düşündüğümüzde buradaki herkes ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | لذا إن فكّرتم في الأمر فكلّ من هنا يستحقّون الموت |
Beyni yıkanmış insanlar, ve onlar ölmeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | لكن ثمّة أبرياء هنا مغسولة أدمغتهم ولا يستحقّون الموت. |
Milyonlarca insan ölmeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | ملايين الناس لا يستحقّون الموت |
Babam bir keresinde bazı insanların ölmeyi hak ettiklerini söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني أبي مرّة... بأنّ بعض الناس يستحقّون الموت |
Babam bir keresinde bazı insanların ölmeyi hak ettiklerini söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني أبي مرّة... بأنّ بعض الناس يستحقّون الموت |
Harry, "ölmeyi hak eden birçok insan var" derdi hep. | Open Subtitles | "لطالما قال (هاري) بأنّ هنالك الكثير ممّن يستحقّون الموت" |
Gerçekten ölmeyi hak eden insanları. | Open Subtitles | -أشخاصًا يستحقّون الموت بحقّ |
- ölmeyi hak etmiyorlar Sophia. | Open Subtitles | -لا يستحقّون الموت (صوفيا ) |