Sevgili Hintli annemi aslında buna değer olduğuna ikna etmem yaklaşık dört buçuk yılımı aldı. | TED | واحتجت لحوالي أربع سنوات ونصف لإقناع والدتي الهندية الحبيبة بانّ ما أقوم به فعلاً يستحقّ العناء. |
Bu çok zor ve emek isteyen bir yolculuk. Ama buna değer. | Open Subtitles | إنّها رحلة عسيرة وشاقّة لتحقيق ذلك ولكنّ ذلك يستحقّ العناء |
Bunları yakınca banyo lambası patlıyor ama değer. | Open Subtitles | فبكلّ مرّة أرفع ذراعيّ يُضاء الحمّام لكنّي أظن الأمر يستحقّ العناء. |
Bu tarz şeyler hep zor olur zaten ama bazı şeyler için buna değer. Sevgi için buna değer. | Open Subtitles | لكنّ بعض الأشياء تستحقّ العناء الحبّ يستحقّ العناء |
Şimdi, inatçı öz farkındalık ve özellikle iç değerlendirme taraftarı olan dinleyiciler şöyle düşünebilir "Tamam, iç değerlendirme sıkıntı verebilir ama buna değer çünkü derin bir iç bakış kazandırır." | TED | الآن، أيها المشجعون الأشدّاء للوعي الذاتي وعلى وجه الخصوص مشجعي الاستبطان من بين الحضور ربما يفكرون قائلين: "بالطبع، قد يكون الاستبطان مسبّباً للاكتئاب، إلا أنه يستحقّ العناء بسبب الإدراك الذي ينشأ عنه." |