"يستطيع العلماء" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bilim insanları
        
    Bu öncü araştırma sayesinde tüm dünyadaki Bilim insanları 5 km altımızdaki sıra dışı jeolojik sistemler üzerine çalışmalar yürütebiliyor. Open Subtitles من خلال هذه المشروع الرائد، يستطيع العلماء في كافة أنحاء العالم دراسة الأنظمة الجيولوجيّة الرائعة الواقعة 4 ميل تحت السطح.
    Bilim insanları burada deniz tabanın kendini sıra dışı bir şekilde oluşturmasını gözlemleyebilir. Open Subtitles يستطيع العلماء هنا مراقبة قاع المحيط وهو يجدد نفسه ذاتيّاً.
    Bilim insanları buradan keşfedilmemiş yer şekillerini haritalayabiliyorlar. Open Subtitles يستطيع العلماء منه رسم خريطة لأميال من المناطق الغير مستكشفة
    Böyle bir güç kaynağı ile Bilim insanları maddeyi parçalaa ayırabilir ve içindeki kuantum sırlarına göz atabilir. Open Subtitles مع هذا النوع من القوة، يستطيع العلماء تشريحة إلى مادة ولمح اسرار الكم التي في داخله.
    Ama gen düzenleme araçlarındaki son gelişmeler ile Bilim insanları, organizmaların temel özelliklerini çok kısa sürelerde değiştirebiliyorlar. TED لكن ومع آخر التطورات في التعديل على الجينات، يستطيع العلماء تغيير مواصفاتٍ أساسيّةٍ في الكائنات الحيّة خلال وقتٍ قياسيّ.
    CRISPR'ın gücünün anahtarı şudur: tasarlanmış kılavuz RNA'nın kısa bir parçasına Cas9'u enjekte ederek Bilim insanları genomdaki neredeyse her geni düzenleyebilir. TED وهذا هو المفتاح لقدرة كريسبر: عن طريق حقن بروتين كاس 9 المرتبط بقطعة قصيرة من الحمض النوّويّ الريبوزيّ المرشد يستطيع العلماء عمليًّا التعديل على أيّ مورّثة في الجينوم البشريّ.
    Dünyadaki Bilim insanları o DBC'ye dijital talimatlar göndererek DBC'nin yeni ilaçlar yapmasını veya sentetik organizmalar yaparak bu organizmaların oksijen, besin, yakıt veya malzeme yapması sağlanabilir, bu sayede gezegenin insanlar için daha elverişli olması sağlanır. TED وهكذا يستطيع العلماء على الأرض إرسال التعليمات إلى DBC لصنع أدوية جديدة أو صنع كائنات حية كائنات تصنع الأكسجين، الطعام، الوقود أو مواد البناء، لجعل الكوكب أكثر ملائمة لحياة البشر.
    Artık Bilim insanları yağmur yağışı ve bitkilenme hakkında bilgi elde edebiliyorlar bunu Dünya'da hangi alanların kıtlık ve kuraklık tehlikesinde olduğunu anlamak için kullanabiliyorlar, bu bilgiyi yardım kuruluşlarına sağlayabiliyorlar böylece onlar açlık ciddileşmeden besin hazırlığı yapıyorlar. TED يستطيع العلماء الآن أخذ هذه المعلومات المتعلقة بهطول الأمطار والنباتات واستخدامها لتحديد أي المناطق على الأرض معرضة لخطر المجاعة أو الجفاف وتوفير تلك المعلومات إلى منظمات الإغاثة حتى يكونوا مستعدين بالمعونات الغذائية قبل تفشي المجاعة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more