"يستطيع سماع" - Translation from Arabic to Turkish

    • duyamaz
        
    • duyamıyor
        
    • kıpırdasa duyduğunu
        
    • duymuyor
        
    • duyabilir
        
    Kulağında o kabuk varken... hiçbir şeyi duyamaz. Open Subtitles لا تقلق حيال ذلك لا يستطيع سماع شيئ ليس وكل تلك القشرة في اذنه
    Kulağında o kabuk varken... hiçbir şeyi duyamaz. Open Subtitles لا تقلق حيال ذلك لا يستطيع سماع شيئ ليس وكل تلك القشرة في اذنه
    Böyle kötü bir tavsiyeyi duyamıyor olması çok iyi. Open Subtitles من الجيد أنه لا يستطيع سماع هذه النصيحة السيئة
    Kimse senin çenen yüzünden maçı duyamıyor. - Hey. Open Subtitles لا أحد منّا يستطيع سماع المباراة بسبب صوتكم.
    Ben küçükken babamın yaprak kıpırdasa duyduğunu yarınki kahvaltının kokusunu aldığını, duvarların ardını gördüğünü düşünürdüm. Open Subtitles عندما كنت فتى صغيراً إعتدتُ... إعتدتُ على الإعتقاد أنّ والدي ...يستطيع سماع طرفة العين ،يشم رائحة فطور صباح الغد .ويرى عبر الجدران
    Ben küçükken babamın yaprak kıpırdasa duyduğunu yarınki kahvaltının kokusunu aldığını, duvarların ardını gördüğünü düşünürdüm. Open Subtitles عندما كنت فتى صغيراً إعتدتُ... إعتدتُ على الإعتقاد أنّ والدي يستطيع سماع طرفة العين... يشم رائحة فطور صباح الغد، ويرى عبر الجدران.
    Fısıltıları sadece Varys duymuyor. Open Subtitles فاريس ليس هو وحده من يستطيع سماع الهمسات.
    Bazen sesi o kadar yüksek ki, acımı tanrılar bile duyabilir. Open Subtitles بعض الأوقات يكون عالي جدا أعتقد ان الإله يستطيع سماع آلامي
    Yagami, bu sesi senden başka kimse duyamaz. Open Subtitles ياغامي لا أحد يستطيع سماع هذا الصوت سواك
    Bizi burda kimse duyamaz,Sam. Open Subtitles لا أحد على وجه الأرض يستطيع سماع مايدور بيننا
    Bu odada konuşulanı kimse duyamaz. Open Subtitles لا أحد يستطيع سماع ما يقال في هذه الغرفة.
    Bu noel şarkısı de. Hiçkimse müziği duyamaz. Kulaklık takıyorum. Open Subtitles لا احد يستطيع سماع الموسيقى , انا اضع سماعات
    - Ona fil trankilizanı verdim. Hiçbir şey duyamaz. Open Subtitles -لقد أعطيته الفيل لكي ينام بهدوء ولا يستطيع سماع أي شيء
    Hiçbir şey duyamıyor. Her zaman bağırıp çağırıyor. Open Subtitles هو لا يستطيع سماع شيء دائما يصرخ و يزعق
    İyi ki benim düşündüklerimi duyamıyor... Open Subtitles من الجيد أنّه لا يستطيع سماع ما
    Millet kendi sesini bile duyamıyor. Open Subtitles لا أحد يستطيع سماع ما يفعلوه
    Burnu o kadar havada ki, insanların söylediklerini duymuyor. Open Subtitles لكنه مغرورٌ للغاية بحيث أنه لا يستطيع سماع أحد
    Dur lafını dahi duymuyor. Kendi ismini bile. Open Subtitles "لا يستطيع سماع كلمة "توقف حتى عندما تنادي بإسمه
    Böylece darağacında sallandığında boynunun kırıldığını bizzat duyabilir. Open Subtitles حتى يستطيع سماع شق رقبته عندما يتدلى من أنشوطة الجلاد
    Pudingin sesini duyabilir! Open Subtitles هذه أبسط قدراته، يستطيع سماع حلوى البودينغ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more