Şu an dışarıda biri daha var Pandora'yı hayata geçirmeye hazırlanıyor ve anahtar da o kız. | Open Subtitles | الآن، هناك شخص آخر في الخارج، الذي يستعدّ لتنفيذ عمليّة الباندورا، وتلك الفتاة هي المُفتاح. |
Yine öldürmek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | قد قتل إنسانًا بريئًا، وهو يستعدّ لتكرار ذلك |
Arama timi çıkmaya hazırlanıyor ama ihtiyacımız olan bilgiyi senden almadıkça çıkmayacaklar. | Open Subtitles | فريق البحث يستعدّ للمغادرة ولكن ليس قبل أن نحصل على بعض المعلومات التي نحتاجها منك |
Yüzeye çıkmaya hazırlanın. | Open Subtitles | يستعدّ للظهور على السطح. |
Yüzeye çıkmaya hazırlanın. | Open Subtitles | يستعدّ للظهور على السطح. |
Öldürüldüğü gece, 25 milyon dolarla kayıplara karışmaya hazırlanıyordu. | Open Subtitles | كان يستعدّ للإختفاء إلى الأبد في ليلة مقتله مع الـ25 مليون دولار. |
Batıdaki iki imparotardan biri olan Konstantin, düşmanına karşı son bir savaş için hazırlanıyordu, Maxentius. | Open Subtitles | أحد امبراطورَيْ الغرب، (قسطنطين)، كان يستعدّ للمعركة الحاسمة مقابل منافسه (ماكسنتيوس). |
Şehri terk etmeye hazırlanıyormuş ama Kraliçe onu durdurmuş, ve şöyle demiş: | Open Subtitles | ...كان يستعدّ لمغادرة المدينة :حينما أوقفته الملكة قائلة |
Bir ekip hazırlanıyor. | Open Subtitles | بإنّهم، أين هم. هناك فريق يستعدّ الآن. |
Açıkça bir şey için hazırlanıyor. | Open Subtitles | حسنا، من الواضح أنه كان يستعدّ لشيء ما |
İyi bir zaman değil. Hâlâ hazırlanıyor. Biliyorum. | Open Subtitles | ليس هذا وقتاً مناسباً ما زالَ يستعدّ |
İşe gitmeye hazırlanıyor. | Open Subtitles | إنّه يستعدّ للعمل. |
Bence tekrar yapmaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | -أعتقد بأنّه يستعدّ لفعلها مجدّدًا |
Reisleri Chrollo, zincir kullanıcısının işini bitirmek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | "زعيمهم (كورو) يستعدّ للقضاء على مستخدم السلسلة" |
Bence bana çıkma teklifi için hazırlanıyor. | Open Subtitles | أظنّه يستعدّ لطلب الخروج معي. |
Pilleri şarj etmeye hazırlanın. | Open Subtitles | يستعدّ لشحن البطاريات. |
Bu gemiyi batırmaya hazırlanın! | Open Subtitles | يستعدّ لإغراق هذا المركب! |
hazırlanın. | Open Subtitles | يستعدّ. |
Babam da bu sırada, Chicago'dan gelen büyük patronu etkilemeye hazırlanıyordu. | Open Subtitles | "وفي تلك الأثناء، كان والدي يستعدّ لإبهار موظف (شيكاغو) الكبير" |
Belki de seyahate çıkmaya hazırlanıyordu. | Open Subtitles | ربما كان يستعدّ للسفر. |
Kablolar soyulmuş. Demek ki güç kaynağına bağlamaya hazırlanıyormuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يستعدّ لربطها بمصدر طاقي |