Verileri kaydetmekte, ben akımı kestiğimde hafifçe değişiyor ama devam ediyor. | Open Subtitles | إنّ الرسم البياني يسجّل ناتجه، الذي، عندما أزيل التيار، يتغيّر بعض الشّيء، لكن يستمرّ. |
- O adamları Mostow öldürdü, ...ve hasta bir ittifakla, bir başkası onun bıraktığı yerden devam ediyor. | Open Subtitles | قتل موستو أولئك الرجال، وخارج بعض التحالف المريض، الشخص الآخر يستمرّ حيث تخلّى عنه. |
Birini sevmeyi bırakabiliyorsunuz ama nefret sonsuza kadar devam ediyor. | Open Subtitles | قد تتوّقف عن حبّ أحدهم ولكنّ الكره يستمرّ للأبد |
İsteğin devam edebilmesi için objesinin sürekli olarak eksik olması gerekir. | Open Subtitles | لكي يستمرّ بالوجود الرغبة يجب أن تكون أهدافها غائبة بشكل دائم |
Bana sürekli dokunuyor ve artık buna dayanamıyorum. | Open Subtitles | إنه يستمرّ في التحرّش بي ولم أعد أتحمل المزيد |
Hangi aptal savaşın ortasında bu emri verip duruyor? | Open Subtitles | أيّ أبله يستمرّ بطلب ذلك في منتصف معركة ملعونة؟ |
Bu dövüş saatlerce sürebilir ve sonu ölümle bitebilir. | Open Subtitles | ،قد يستمرّ القتال لساعات وقد يكون حتى الموت |
Sanki donup kalmışsın, ve bütün dünya etrafında dönmeye devam ediyor. | Open Subtitles | إنها تشعرك وكأنك مجمد. والعالم بأكمله يستمرّ حولك. |
Tüm yoğun çabalara rağmen mikrop endişe verici bir hızla yayılmaya devam ediyor. | Open Subtitles | ..رغم جهود كل الأطراف المعنية يستمرّ الفيروس بالانتشار بسرعة خطيرة |
Sonra annemin orada çalışmaya başlaması evliliğe kadar gitmiş, sonra o nefrete dönüşmüş ve şu an da devam ediyor. | Open Subtitles | والذي قادها إلى التحوّل للعمل معه، والذي قاد إلى الزواج، والذي انتهى إلى البغض والذي يستمرّ حتى هذا اليوم |
Tüm sevdiklerine haber verse de koyun yemeğe devam ediyor. | Open Subtitles | ،بوسعها الصياح كما تحبّ لكن يستمرّ الكبش بالأكل وحسب |
Ama nedense hala sizin ve Ajan Mulder'ın üzerinde çalıştığı sıra dışı soruşturmaları onaylamaya devam ediyor. | Open Subtitles | ورغم ذلك يستمرّ للإنتهاء... على مهما حالات متطرّفة... أنت ووكيل مولدر إختر للتحقيق في. |
Şansın devam ediyor. Tebrikler. | Open Subtitles | والحظّ يستمرّ ذلك عظيم ، يارجل |
sürekli olarak Amerika ile Meksika arasında çalışıyordu. | Open Subtitles | يستمرّ بتحويل عملياته بين الولايات المتّحدة والمكسيك. |
Mesela bu sembol. Her yerde sürekli karşımıza çıkıp duruyor. | Open Subtitles | مثل هذا الرمز يستمرّ بالظهور مرارا وتكرارا |
Bilmiyorum ama sanki bir şey sürekli aramızı açmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا أعلم، لكن يبدو أنّ شيئاً يستمرّ... بدسّ السمّ بيننا. |
Ders sırasında sürekli seni kesiyor. | Open Subtitles | يستمرّ بالتحديق عليك أثناء الدرس |
Hangi aptal savaşın ortasında bu emri verip duruyor? | Open Subtitles | أيّ أبله يستمرّ بطلب ذلك في منتصف معركة ملعونة؟ |
Dosyaladım mı diye sorup duruyor sanki öyle bir şey hakkında yalan söyleyecekmişim gibi. | Open Subtitles | لذا، يستمرّ بسؤالي إن كنت وضعتها بملف وكأنني سأكذب في شئ كهذا |
Haberleşme uydularındaki bu durum yarına kadar sürebilir. | Open Subtitles | هذا قد يستمرّ أيضًا ليوم الغد، وبالتالي سيؤثر على الإتصالات عبر الأقمار الصناعية... |
Sel, Okvango ovalarının sınırına gelene dek ilerlemeye devam ediyor. | Open Subtitles | يستمرّ الفيضان بالمضيّ قدُماً "حتى يصل أخيراً لأطراف "أوكافانجو |