"يسد" - Translation from Arabic to Turkish

    • kapatmış
        
    • tıkıyor
        
    • kapatan
        
    • tıkayan
        
    • engelliyor
        
    • kapatıyor
        
    Bakın, bu noktada bildiğim tek şey manyak ve gözü dönmüş bir herifin tek çıkış yolumu kapatmış olmasıydı. Open Subtitles اسمعا في هذه المرحلة كل ماعرفته كان ان هناك رجلا مجنونا عنيفا يسد مخرجي الوحيد
    Tren tüneli kapatmış. Open Subtitles القطار يسد النفق.
    Bu sabah yediğin peynir var ya yavaşça atardamarlarını tıkıyor. Open Subtitles هذا الجبن الذي اكلتيه من قبل يسد مجى تنفسك ببطئ
    O asansörü kapatan bir ton kaya olmalı. Open Subtitles يبدو أن طناً من الحجارة يسد المنجم هناك
    Kalçanla akciğerlerin arasında bulunan damar yolunda hareket ederek eğer damarı tıkayan bir şey varsa onu dışarı çıkartmak için kullanılıyor. Open Subtitles ندخل هذا من مؤخرتك إلى رئتيك بالوريد إن وجدنا ما يسد شيئاً ما سننزعه، بسيطة
    Bir şey sinyali engelliyor. Bu iyi değil. Open Subtitles هناك شئ ما يسد الاشارة ليس جيد
    Baba bak, yolu kapatıyor. Open Subtitles بابا انظر إنه يسد الطريق
    Evet herifin biri orada çıkış yolumuzun yarısını kapatmış duruyor. Open Subtitles ثمة رجل يسد الطريق
    - Üst kapağı komple kapatmış. Open Subtitles إنّه يسد الفتحة بأكملها
    Bir şey sistemi tıkıyor. Open Subtitles شيء ما يسد النظام
    - Çünkü damarları tıkıyor. Open Subtitles - لأنة يسد قلبك؟ -
    Kalp damarlarını tıkıyor. Open Subtitles يسد شرايينكَ.
    Bir dakika, havalandırmanın önünü kapatan bir şey var. Open Subtitles هناك شيء يسد فتحة التهوية
    dedi. Patikadan aşağı inerken yolu kapatan asma yapraklarını kenara ittik ve yaklaşık 1 saat yürüyüşten sonra, yolun devamının son yağmurlarla su altında kaldığını gördük Bu yüzden göğsüme kadar suya batarken fotoğraf makinemi başımın üzerinde tuttum. TED اذهبوا." وعندما نزلنا إلى الطريق، قمنا بوضع النبات المعترش جانباً الذي يسد الطريق، و بعد حوالي ساعة من المشي، وجدت أن الطريق أصبح مغموراً بمياه الأمطار التي هطلت مؤخراً، لذلك قمت برفع آلة التصوير فوق رأسي حيث نزلنا إلى تلك المياه حتى وصلَت إلى صدري.
    Sokağı kapatan? Open Subtitles يسد الطريق
    Ultrason ileri düzeyde endometriosis, fallop borularını tıkayan yara dokusu olduğunu gösterdi Open Subtitles الموجات فوق الصوتية أظهرت التهاب متقدم في بطانة الرحم و الذي يسد قنوات الرحم
    Sıvıyı alsak da superior vena cavasını tıkayan tümör hala orada olacak Open Subtitles و لا يزال لديها ورم عملاق يسد الوريد الأجوف
    İyi huylu ama solunum yolunuzu tıkayan birşey ne kadar iyi huylu olabilirki. Open Subtitles إنه حميد ولكنه يسد مجرى الهواء
    Faydası yok, Piper iyisidir. Jeric onun sinyali engelliyor. Open Subtitles إنه لا ينفع (بايبر)ِ (جيرك) يسد إشارتها
    Klatskin tümörü safra kanalını engelliyor olabilir mi? Sarılık yok. Open Subtitles ورم (كلاسكين) يسد قنواته الصفراويّة؟
    Asansör yukarıyı kapatıyor. Open Subtitles المصعد يسد طريق الصعود
    Molozlar girişi kapatıyor gibi. Open Subtitles يبدوا ان الحطام يسد المدخل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more