"يسمحوا لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermediler
        
    • izin vermezler
        
    • izin vermiyorlar
        
    • izin vermedi
        
    • izin verirler
        
    • izin vermemişlerdi
        
    • kullanmama izin
        
    • vermeyeceklerini
        
    Yalnızca izin vermediler, aynı zamanda oda servisi de yaptılar. Open Subtitles ولَم يسمحوا لي بالدخول وحسب وإنما أحضروا لي خدمة الغرف
    Fotoğraf makinemi içeri sokmama izin vermediler, çünkü yapay gerçeklikleri, mitleri ve inançları tehdit ediyor ve gerçeklerin kanıtı niteliğini taşıyor. TED انهم لم يسمحوا لي بإدخال الكاميرا لأنها تواجه الحقائق المشيدة والخرافات والمعتقدات ، وينص على ما يبدو أدلة عن الحقيقة.
    İstesem bile, CTU'ya adım atmama asla izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لي بوضع قدمي في الوحدة حتى لو اردت هذا.
    İstesem bile, CTU'ya adım atmama asla izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لي بالدخول إلى الوحدة حتى لو كنت أريد هذا
    "Ama o adiler filmi onaylamama izin vermiyorlar.'" Open Subtitles لكن أولئك اللقطاء لن يسمحوا لي بالموافقة على الفيلم
    Bir gün okula gitmiştim ve çocuklar onlarla basketbol oynamama izin vermedi. TED ذهبت للمدرسة ذات يوم، والأولاد لم يسمحوا لي بلعب كرة السلة معهم
    Sence törenlerine katılmama izin verirler mi? Open Subtitles هل تعتقد أنهم سوف يسمحوا لي أن أشارك في طقوسهم؟
    - Okulun balosuna gitmeme izin vermemişlerdi. Open Subtitles لم يسمحوا لي بالذهاب إلى حفل التخرج حقاً ؟
    "...ama girmeme izin vermediler. Bugün cumartesi..." Open Subtitles لكنهم لم يسمحوا لي بالدخول فقد كان يوم سبت،
    Bu çocuklar kukla gösterisinin bir parçası olmama izin vermediler. Open Subtitles هؤلاء الأولاد لم يسمحوا لي أن أكون جزءاً من عرض الدُمى
    Dördümüz bir taksiye bindiğimizde yanlarına oturmama izin vermediler. Open Subtitles لذا, إستقلينا سيارة آجرة لكنهم لم يسمحوا لي بالجلوس معهم بالخلف
    İki yıldır silah tutmama bile izin vermediler. Open Subtitles سنتان في البحرية ولم يسمحوا لي بأطلاق النار
    İki yıldır silah tutmama bile izin vermediler. Open Subtitles سنتان في البحرية ولم يسمحوا لي بأطلاق النار
    ve denememe bile izin vermediler. ve ben bunda çok iyiydim. Open Subtitles ولم يسمحوا لي حتّى أن أختبر ولكنت عظيماً جداً به
    Beni bir kez oraya tıkınca bir daha çıkamama asla izin vermezler. Open Subtitles أنت تعلم، بمجرد أن يحجزونني، لن يسمحوا . لي أبداً بالخروج من هناك
    Ortaya çıkarsa, scuba izin vermezler. Open Subtitles إذا هذا ظهر, لن يسمحوا لي بالتنفس تحت الماء
    Neden gitmeme izin vermiyorlar? Open Subtitles لم لا يسمحوا لي بالمغادرة؟ أنا طبيب نفسي
    - Bir şey almama izin vermiyorlar. Open Subtitles لارس، لقد جن جنونهم لم يسمحوا لي ان اشتري اي شيء
    Çok acı çekiyor ama ağrı kesici düğmesine basmama izin vermedi. Open Subtitles يتألمّ كثيراً لكنّهم لم يسمحوا لي بأن أضغط على زر مسكّن الألم
    Sence dişçi olmama izin verirler mi? Open Subtitles هل تعتقد انهم سوف يسمحوا لي ان اكون طبيب اسنان ؟
    Amigo kızı olmama izin vermemişlerdi. Open Subtitles لأنهم لم يسمحوا لي بأن أكون مشجعة.
    Cop yerine kroket sopası kullanmama izin verirler diye umuyorum. Open Subtitles آمل أن يسمحوا لي باستخدام مضرب الكريكيت بدلًا من عصا الشرطة
    Prens'le düello yapmama izin vermeyeceklerini biliyorum. Open Subtitles أعرف بأنهم لن يسمحوا لي بإجتماع مع الأمير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more