"يسمم" - Translation from Arabic to Turkish

    • zehirliyor
        
    • zehirler
        
    • zehirlemek
        
    • zehir
        
    • zehirlemeye
        
    • zehirlerken
        
    • zehirliyordu
        
    • zehirlemesine
        
    ) ekmek kadar büyük, beni içeriden zehirliyor, ve bekliyor. Open Subtitles يسمم جسمى من الداخل وانتظر النهاية احضرت لك زهوراً ومع ذلك انت منزعجة
    Favori diş ipliği markanız tüm ailenizi zehirliyor mu yoksa? Open Subtitles هل نوع خيط الأسنان المفضل لديك, يسمم عائلتك ؟
    Alkolün aşırı tüketimi, ciğeri zehirler glutatyon ve diğer zehir çıkarıcı maddeleri daha az sağlamasına sebep olur. Open Subtitles الإفراط في تناول الكحول يسمم الكبد حتى تفرز مخزونها من الغلوتاتينول و عوامل أخرى من مضادات التسمم المرجعة
    Kadın az önce bir manyağın mandıra ineklerini şarbonla zehirlemek istediğini duydu. Open Subtitles لقد سممعت عن المهووس الذي يريد أن يسمم الأبقار بالجمرة الخبيثة
    Diğer şekerlere de zehir koymak zorundaydı. Open Subtitles لذا كان لا بد ان يسمم العديد من قوالب الحلوى
    Karaciğerini zehirlemeye başladığında interferonu durdurduk. Bu konuda bir şarkı mı bestelesem? Open Subtitles لم نعالجه حتى أوقفنا هرمون منع الفيرسوات عندما بدأ يسمم كبده
    İnsanlığın hırsı Dünya'yı zehirlerken biz çözümle orada bulunacağız. Open Subtitles بينما طمع البشرية يسمم الأرض , سنكون هناك مع حلول
    Yani Nick Cage kendini alkolle zehirliyordu. Open Subtitles الممثل نيك كيج يسمم نفسه بالكحول
    Geçmişin şeytanının bugününün meyvesini zehirlemesine izin verme. Open Subtitles ـ ـ ـ أبدا لا تدع شيطان الماضي يسمم مستقبل حاضرك
    İstediği şekilde düşüncelerinizi zehirliyor. Open Subtitles إنه يسمم عقولكم ليحقق ما يرغب فيه
    Ağacı zehirliyor. Bitkilerin köklerini emiyor. Open Subtitles إنه يسمم الأشجار، ويتغلغل عبر الجذور
    İnsanların içine bir şey giriyor ve zihinlerini zehirliyor. Open Subtitles شيء يحصل داخل الناس و يسمم عقولهم
    Yaratık ışığı yedikçe onu zehirliyor. Open Subtitles إنه يسمم الضوء بينما يتغذى عليه الوحش
    Ya da birileri çocuklarımızı zehirliyor. Open Subtitles أو شخصا ما يسمم فتياننا
    En sonunda da babasını zehirler ve bundan dolayı asılırdı. Open Subtitles في النهاية، يسمم والده ويُشنق جراء ذلك
    (Kahkaha) En son, büyük Christopher Hitchens "Tanrı Büyük Değildir" adlı bir kitap yazdı, alt başlığı ise "Din Her Şeyi zehirler" idi. TED (ضحك) الراحل العظيم "كريستوفر هيتشنز" مؤلف كتاب "الله ليس عظيما" وكان عنوانه الفرعي، "الدين يسمم كل شيء."
    O evde yokken kedisini zehirlemek için Randall Fairbanks'in hareketlerini incelediniz. Open Subtitles كنت درست أنماط الهجرة من راندال فيربانكس لذلك يمكن أن يسمم قطته عندما إنه ليس في المنزل.
    Bir seçim merkezini zehirlemek için tek bir kişi yeterli. Open Subtitles يتطلب الأمر شخصاً واحداً لكي يسمم مراكز الاقتراع
    Çorbasına zehir katmama bir bez kaldı. Open Subtitles أقسم لك، لقد غيرت له ملابسه للتو قبل أن يسمم طعامه
    Bir defasından hücre arkadaşını klor gazıyla zehirlemeye çalıştıktan sonra bu semptomları gösteren bir mahkumu tedavi etmiştim. Open Subtitles بعد ان حاول ان يسمم شريك زنزانته بغاز الكلور
    - Aslında ikinizin de sığırları zehirlemeye çalıştığını söylemeye çalışıyoruz. Open Subtitles أن يسمم القطيع من أجل التأمين في الواقع، نحن نقول أنكما خططتما لتسميم القطيع
    İki ejderha biri toprağı zehirlerken biri ise iyileştiriyor. Open Subtitles ! تنيّنـان واحداً يسمم الأرض
    Az kalsın o sevimli adam kendini zehirliyordu. Open Subtitles هو كاد ان يسمم نفسه المسكين
    Seni zehirlemesine izin vermeyeceğim. Hiçbir yere gitmiyorsun. Open Subtitles لن أجعله يسمم أفكارك لن تذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more