Kendi beyin etkinliklerini izliyorlar, ve acıyı üreten sinirsel yapıları kontrol ediyorlar. | TED | أنهم يشاهدون طريقة تفعيل أدمغتهم ويقومون بالتحكم في المسارات التي تنتج الألم |
Oturuyorlar, akvaryumdaki balığı izliyorlar, 'İyi Ev İdaresi' adlı derginin oldukça eski baskılarını okuyorlar. | TED | يجلسون و يشاهدون سمكة ذهبية في حوض للأسماك، يقرأون من النسخ القديمة للغاية مجلة التدبير المنزلي الجيد. |
Cep telefonlarından konseri seyrediyorlar. | TED | فهم يشاهدون الحفل من خلال هواتفهم المحمولة. |
Bazı dansçılar hareketi izlerken genel şekli, hareketin ayrıntılarını, hareketin kinetik duyularını alırlar ve bunu kullanırlar. | TED | بعض الراقصين عندما يشاهدون حركات يأخذون الشكل العام، للرقصة، الاحساس الحركي الذي في الرقصة، ويستخدمونها للذاكرة. |
Öğrenciler videoları kendi başlarına izleyip, sonra bir araya gelip onları tartışıyorlar. | TED | طلاب يشاهدون الفيديوهات بمفردهم ، ومن ثم يأتون معاً لمناقشته |
Biliyor musunuz, bazen çizgi film izlerler ve bunun gerçek olduğunu sanırlar. | Open Subtitles | أنت تعلم , أحيانا , يشاهدون أفلام الكارتون, . ويعتقدون أنها حقيقة |
Küçük çocuklar bu videoları tekrar tekrar izliyorlar ve bunu saatlerce yapıyorlar. | TED | والصغار يشاهدون هذه الفيديوهات مرارًا وتكرارًا، ويستغرقون ساعات طويلة في مشاهدتها. |
Rapçilerin nasıl hareket ettiklerini ve elleriyle nasıl konuştuklarını izliyorlar. | TED | يشاهدون طريقة تحرك مغنيي الراب وتحدثهم بأيديهم. |
Bütün gün yemek yiyip film izliyorlar. | Open Subtitles | شيء رائع كما ترى أنهم يشاهدون أفلاماً طوال اليوم |
Ama onlar birbirini öldüren kedi ve fareyi izliyorlar. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من ذلك يشاهدون قطة وفأر يعذّبان بعضهما البعض |
Sabahtan beri TV seyrediyorlar. Pizza yiyorlar. | Open Subtitles | طوال اليوم يشاهدون التلفاز ويأكلون البيتزا دائماً يأكلون البيتزا |
Artık farklı çeşit porno seyrediyorlar. O kadar. | Open Subtitles | هم يشاهدون نوعًا مختلفًا عنى الآن , لكنّ هذا كلّ شيء |
Diğer gün neler olduğunu görmek için geri geldim ve tüm semti futbol maçı izlerken buldum, hem de bizim cihazları kullanarak. | TED | في اليوم التالي ذهبت لكي أختبر تلك الوحدة، ووجدت جميع الجيران يشاهدون مباراة كرة قدم اعتمادًا على جهازنا. |
Ayrıca doğa belgesellerinden birini izleyip dürüstçe anlatmalarını da istedik. | Open Subtitles | و قد جعلتهم أيضا يشاهدون أحد تلك الأفلام الطبيعية و يصفونه بأمانة |
Aşağıdaki Dünya'da başlarımızın tepesini izlerler. | TED | يشاهدون قمم رؤسنا تتحرك في الأسفل على الأرض. |
Çoğu insan şu anda dizi seyrediyor, şöhretim lekelenmedi. | Open Subtitles | سمعتي جيدة لدى الناس الذين يشاهدون ويضحكون |
Kalabalık çıldırıyor, ve taraftarlar o yolda her adımda onunlaydılar, her açıdan izliyorlardı. | TED | الحشد يمضي متحمس، والمشجعون معه في كل خطوة في الطريق، يشاهدون من كل منظور. |
Her gün milyonlarca kişi bu rehbere bakıyor! | Open Subtitles | ملايين من الناس يشاهدون هذا الكتاب يومياً |
Herkes televizyona yapışmış, mahallelerin uç kısımlarından rahatsız edici, dehşet verici görüntüleri izliyordu. | TED | الجميع كان ملتصقا بالتلفاز, يشاهدون الصور المرعبة والمزعجة والتي التقطت من الجوار. |
İnsanlara film izlesinler diye para öderler mi? | Open Subtitles | هل يدفعون للاشخاص الذين يشاهدون الافلام؟ |
'Strangers on a Train' ı birlikte izlediklerini görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا يمكنكم تخيلهم يشاهدون " غرباء القطار " معاً ؟ |
Elli bin Romalı... kılıcının her hareketini izler... o can alıcı darbeyi vurmanı ister. | Open Subtitles | خمسون ألف رومانى يشاهدون كل حركة تؤديها بسيفك يريدونك أن تضرب الضربة القاضية |
Kısa süre sonra, bekledikleri şeyi görüyorlar. | Open Subtitles | بعد فترة قصيرة ، يشاهدون ما كانوا في انتظاره |
Oradaki mahkumların her gece haberleri izlediğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف ان السجناء هناك يشاهدون الاخبار كل ليلة؟ |
Ama suçlarının kanıtlarını gördükten sonra kimse hastalığını görmek istemeyecek. | Open Subtitles | ولكن كما تعلم, لن يهتم أي شخص أن يرى مرضه عندما يشاهدون دليل إدانته |