"يشعرني" - Translation from Arabic to Turkish

• hissettiriyor
• hissediyorum
• hissetmemi
• geliyor
• hissettirdi
• his
• sanki
• içimi
• hissettim
• hissettirmesi
• ediyor
• hissettirir
• hissettirecek

Hayır, değil. Kadınlardan hoşlanıyorum. Onların kıyafetlerini giymek beni onlara daha yakın hissettiriyor.
كلا، إطلاقاً، أحب النساء إرتداء ملابسهن يشعرني بأني أقرب إليهن

Ama bu özgür ülkede seninle ve çocuklarımla bu sıcacık evde yaşamak bana çok şanslı hissettiriyor...
لكنجلستيهناالآنمعأبنائي.. فيبيتناالمريح،وفيدولتناالجميلة.. كل هذا يشعرني أنني سعيد الحظ فعلاً

Ayrıca, aslına bakarsan bütün gün tuvalet temizledikten sonra dedikodu yayınca özel hissediyorum.
بالأضافة ، أنه بعد تنظيف المراحيض طوال اليوم ، توصيل الأسرار يشعرني بالأهمية.

Kasımpatı çayı içtiğim için bir parça daha iyi hissediyorum.
إنّهُ يشعرني بأفضل حال قليلاً منذُ أن شربت شاي الأقحوان.

Yaptıklarımla gurur duymuyordum ve iyi hissetmemi de sağlamamıştı.
لم أكن فخوراً بما فعلته وعمله لم يشعرني بتحسن

İçimden bir ses mey-buz'a artık eskisi gibi bakamıyacam gibi geliyor.
هنالك ما يشعرني بأنني لن أنظر لشاحنة المثلجات كما في السابق

- Ne diyeceğimi bilemedim. - Beni aptal gibi hissettirdi.
أنني لا أعرف ماذا أقول وذلك الأمر يشعرني أنني غبية

Açıkçası hiç orada bulunmadım... Fakat insanı cehennemin ortasındaymış gibi hissettiriyor.
بلا شك أنني لم أكن هناك ولكن هذا يشعرني وكأننا وسط الجحيم

Bu bana daha iyi hissettirmemeli, ama hissettiriyor.
هذا لاينبغي أن يشعرني بشعور أفضل ، لكنه يشعرني

Bunu yapmak hoşuma gidiyor. Bana kendimi iyi hissettiriyor.
أريدك أن تفهم لكنني أحب هذا فقط هذا يشعرني بالراحة

Erkekmişim gibi hissettiriyor. Yani pantolonunda şeyi olan kız değil.
إنه يشعرني أنني شاب حقيقي ليس مجرد فتاة بشيء في سروالها

Dediklerine göre birinin hayatını kurtarırsan, ...onu hep korursun, kendimi güvende hissediyorum.
يقولون إن إنقاذك حياة شخص يجعلك مسئولاً عنه بقية حياته هذا يشعرني بالاطمئنان إلى حد ما

Kendimi lisede gibi hissediyorum. Evet. Ama partideki kavalyemde silah yoktu.
هذا يشعرني وكأنني بالمدرسة الثانوية أجل ولكن في حفل التخرج كان علي أن ألبس مسدس

Böylece kendimi sana yakın hissediyorum tehdit ediyorum, direniyorsun.
أشعر لهذا بالقرب منك الذي يشعرني بالتهديد و يقاومني

Bilirsin, her zaman çalışıyorum. Ve kendimi yaşlı hissediyorum. Bilmiyorum.
أنا أعمل طول الوقت ، و ذلك يشعرني بأنني كبيرة أنا لا أدري

Saçlarımı düzeltir ve ışıl ışıl olmamı söyler ya da güneş gibi parlamamı, ve bu hep kendimi daha iyi hissetmemi sağlar.
ترتّب شعري وتطلب مني أن أكون بارعة أو أن أشع كالشمس ودائماً ما يشعرني ذلك بالإرتياح

Senin için çok güzel bir şey yapmak geliyor içimden.
لا أدري ولكن ذلك يشعرني بأن أفعل لك شيئا لطيفا

Burası kendimi çok iyi hissettiriyor, şu dağlar tüm dünyada barış varmış gibi hissettirdi.
هذا المكان يشعرني بالراحة الجبال تجعلني اشعر بالامان

Onun yanında küçücük olmak istiyorum ve bu güzel bir his.
أحبّ أن أشعر أنّي صغيرة بجانبه, ذلك يشعرني بالارتياح.

sanki doğru bir şey yapmış gibiyim.
هذا يجعلني أفخر بك و يشعرني بأنني فعلت شيئاً صحيحاً

Ama ağzıma bir tane daha penis sokmak düşüncesi bile içimi karatıyor.
لكن مجرّد أن التفكير في وضع قضيب آخر في فمي.. يشعرني بالكآبة..

Kötü olduğunu biliyorum ama kendimi iyi hissettim.
اعلم انه عمل حقود.. لكن, انه يشعرني بتحسن

Bunun kendimi daha iyi mi hissettirmesi lazımdı?
و هذا من المفترض أن يشعرني بخير انها كذبة ملعونة

Ama bu da gizlice hoşuma gidiyor. Çünkü Richard Dawkins, ruhban sınıfına ne yapılması gerektiğini çok güzel ifade ediyor.
و لكن تعلمون، هذا يشعرني بتحسن لان ريتشارد دوكينز قال لنا كيف نتعامل مع الكهنوت

Soğuğu gerçekten severim. Bana yaşadığımı hissettirir.
أنا أحب البرد إنه يشعرني أني مازلت على قيد الحياة

Cumartesi sabahı "hadi kendimi yeniden 21 yaşımda hissettirecek gibi sevişelim" tişörtü mü?
غسل هذا صباحا. لنهتم بالعمل. أنه يشعرني كأنني فتي 21 سنة من جديد.