"يشكل خطراً" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehlikeye
        
    • tehlike
        
    • tehdit
        
    • tehlikeliyse
        
    • tehlikeli olabileceği
        
    Kendini ve diğer sürücüleri tehlikeye atıyor. Open Subtitles هو يريد فقط ان يفوز و انا يعجبني ذلك أنه يشكل خطراً على نفسه و على جميع السواق
    Hükümetimizin pozisyonunu tehlikeye atacak her türlü durumu bilmek istiyorum. Open Subtitles اريد ان اعرف اي شيئ سوف يشكل خطراً على وضع حكومتنا
    Kimsenin ve hiçbir şeyin yaşam tarzımızı tehlikeye atmasına izin vermeyiz. Open Subtitles ولن نسمح لأي شئ أو أي شخص أن يشكل خطراً على حياتنا
    Kanunen, tehlike yaratmayan bir kişi, sadece 72 saat tutulabilir. Open Subtitles بحسب القانون,فإن الشخص الذي لا يشكل خطراً على نفسة أو للآخرين يمكن احتجازة ل72 ساعه
    Meyhaneciden korkmana gerek yok. Artık kız için tehlike arz etmiyor. Open Subtitles لا داعي لأن تخافي من صاحب الحانة لم يعد يشكل خطراً عليها
    Ve senin yeni kiracınla onun arasındaki dostluk yaşlı adamı ve kızı bulmamıza büyük bir tehdit oluşturuyor. Open Subtitles وهذه الصداقة الحديثة مع نزيلك فهو يشكل خطراً على إيجادنا للرجل العجوز والفتاة
    Çocuk o kadar tehlikeliyse, bu hastaneden çıkartılmasını istiyorum. Open Subtitles لو كان يشكل خطراً كما تقولان، أريد إخراجه من هذه المستشفى.
    Senin baba figürü olmamın tehlikeli olabileceği konusunda beni uyardı. Open Subtitles لقد حذرني أن وجودك كوالد يمكنه أن يشكل خطراً.
    Dengesiz bir basınç ya da akış ikisini de tehlikeye sokabilir. Open Subtitles أي أختلال بالتوازن في الضغط أو التدفق يمكن أن يشكل خطراً جسيماً على كل منهما
    İşimizi tehlikeye sokuyor. Open Subtitles انه يشكل خطراً على أعمالنا
    Son derece değerlidir ve kimse için tehlike oluşturmuyor. Open Subtitles عائد لي قبل أن تولدي إنه ثمين جداً و لا يشكل خطراً على أي أحد
    Orda olduğunu ve tehlike oluşturmadığını biliyoruz. Open Subtitles نعلم بوجوده ، كما نعلم أنه لا يشكل خطراً
    O, planımız için bir tehlike ve bertaraf edilmeli. Open Subtitles بأنه يشكل خطراً على خطتنا ويجب أن يقضى عليه.
    Eğer bocalıyorsa çevresindekiler için tehlike yaratır. Open Subtitles إن كانت حالته تتدهور فهو يشكل خطراً على جميع من حوله
    Hedefinin masum hayatlar için bir tehdit olduğuna inanarak. Open Subtitles مع الإيمان أن الهدف يشكل خطراً على حياة بريئة أجل
    Çocuk o kadar tehlikeliyse, bu hastaneden çıkartılmasını istiyorum. Open Subtitles لو كان يشكل خطراً كما تقولان، أريد إخراجه من هذه المستشفى.
    Senin baba figürü olmamın tehlikeli olabileceği konusunda beni uyardı. Open Subtitles لقد حذرني أن وجودك كوالد يمكنه أن يشكل خطراً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more