"يصدقه" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanmadı
        
    • inanmaz
        
    • inanır
        
    • inandığı
        
    • inanmayacak
        
    • inanmıyor
        
    • inanmadığı
        
    Kalenin hazineyle dolu olduğunu söylerdi, kimse ona inanmadı. Open Subtitles كان واثقاً من أن القصر مليء بالكنوز لكن لم يصدقه أحد
    Kalenin hazineyle dolu olduğunu söylerdi, kimse ona inanmadı. Open Subtitles لقد كان متاكد ان القلعة مملوئ بالكنوز لكن لم يصدقه احد
    Gates, insanlar bu tip şeylere inanmaz inanmak isteyecekler. Open Subtitles الناس لم تعد تصدق هذا الكلام الرئيس يصدقه
    Gelecekten geldiğini söylerse, kimse ona inanmaz. Open Subtitles لا أحد يصدقه إذا كان يقول انه يأتي من المستقبل
    Yanlış yönlendirme. Gözlerin görüp kulakların duyduğuna, akılda inanır. Open Subtitles خداع بصرى لما تراه العين وما تسمعه الاذن وما يصدقه العقل
    Belki herkesin inandığı tek şey de olabilir. Open Subtitles وربما هذا أيضاً هو كل ما يصدقه الجميع.
    Sen deli zırvasısın. Kimse ona inanmayacak. Open Subtitles أنت مخبول لن يصدقه أحد
    Kimse ona inanmıyor. O şekilde kalmasını sağlamalıyız. Open Subtitles ولا يوجد أحد يصدقه ويجب أن نبقى الأمر هكذا
    Yine bu insanların inanmadığı bir şey, ama gerçekten doğru olduğunu düşünüyorum. TED وهذا أيضًا شيء لا يصدقه الناس، لكني أعتقد أنه صحيح تمامًا.
    Söyledi, ama o inanmadı. DOUGLAS McGRATH - Sinemacı, Caz Hayranı Ruhunda Django Reinhardt'a tapıyordu. Open Subtitles حسنا , لقد قال ذلك و لكنه لم يصدقه أعني , أنه في أعماقه كان مغرم بجانغو راينهارت
    Hakim ve jüri ona inanmadı. Open Subtitles القاضى لم يصدقه وايضاً هيئه المحلفين
    Masum olduğunu söylüyordu ama kimse ona inanmadı. Open Subtitles كان بريئا وطاهراً لكن لم يصدقه أحد
    Burada olanlar hakkında konuşan biri olursa kimse ona inanmaz diyorsun yani. Open Subtitles فلو تحدث أحد ممن رأوا هذا لن يصدقه الآخرون
    Kulağa delice geliyor. Kimse ona inanmaz. Open Subtitles سيبدوا مجنوناً و لن يصدقه احداً
    Eğer görmezse, inanmaz. Open Subtitles ... إذا لم يرى الشيئ أمامه فهو لا يصدقه
    Ama koç inanır, eğer yalan söylediğimizi öğrenirse, bizi Gates'den atabilir. Open Subtitles لكن المدرب سوف يصدقه و سيعلم اننا قد كذبنا عليه و قد يطردنا من الثانوية
    Bunu reddeder, hayal gördüğünü söyler, ve herkes de ona inanır. Open Subtitles سوف ينكر ويقول أنك متوهمة والكل سوف يصدقه
    Bu, inandığı şey değil; Open Subtitles إنه ليس ما يصدقه إنه ما يتخيله
    Neye inandığımın bir önemi yok. Önemli olan onun neye inandığı. Open Subtitles المهم ما يصدقه هو
    - Oh, kimse ona inanmayacak. Open Subtitles - لن يصدقه احد.
    - Oh, kimse ona inanmayacak. Open Subtitles - لن يصدقه احد.
    - Neden kimse inanmıyor? Open Subtitles لم لا يصدقه أحد؟
    Hiç kimse bilmeyecek, sadece görevliler, bilimadamları ve bir de kimsenin inanmadığı çatlak komplo teorisyeni. Open Subtitles لا أحد يعرف بشأنها ما عدا الضباط و العلماء و صحفي أحمق لن يصدقه أحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more