O balık avladı ben de kitap okudum. Harika günlerimizden biriydi. | Open Subtitles | كان يصطاد و انا اقرأ كان يوم من تلك الأيام الرائعة |
Bu hafta, balığa çıkıyor. En iyi İrlandalı rehberlerimizden biriyle County Kildare'deki Oughterard bataklığında sinek avlıyor olacak. | Open Subtitles | هذا الأسبوع هو يصطاد في الريف مع أحد مرشدينا الأيرلنديين |
Bizi leopar avlar gibi avlayacağını söyledi. | Open Subtitles | أنتى قد سَمعتيه يقول بأنه سيصطادنا كما يصطاد النمر |
İzinsiz avlanan biri tavşanları kaçırıp büyük bir oyunu bozabilir. | Open Subtitles | الصياد المتطفل الذي يصطاد الأرانب ، لربما يخيف قطيعا كاملا |
Ama her sene burada avlanır ve sizden yem alırdı. | Open Subtitles | لكنه يصطاد السمك هنا كل سنة ويشتري الطعم منك. |
İlk benimle avlanmak istediğini söylediğinde olmaz demeliydim. | Open Subtitles | أول مرة عرض عليَّ أن يصطاد معي، كان يجب أن أرفض. |
Baba kıyının 90 km uzağında balık avlıyordu ama artık kıyığa çok yakın. | Open Subtitles | كان يصطاد السمك على مسافة 50 ميلا عن الشاطىء، لكنه الان ليس ببعيد. |
O yemin daha büyük balık yakalamak için olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | هيه ، واعتقد انه اغراء ويفترض أن يصطاد سمكة كبيرة |
Kumsalda şu balık tutan çocuk ne halt ediyor orada? | Open Subtitles | ما الذى يفعله هذا الطفل ؟ يصطاد على الشاطىء ؟ |
Ve o şelalede... balık tutuyor... oğluyla futbol maçı seyrediyor, çılgınlar gibi bağırıyor. | Open Subtitles | و هو يصطاد السمك عند شلال و هو يشاهد كرة القدم مع ابنه |
- 1 yıl önce Mombasalılara dönmüş. - Birileri kaçak avcıları avlıyor. | Open Subtitles | لقد انشق قبل عام لصالح المومباسيين شخص ما يصطاد الصيادين |
Bu bir Dionaea, Venus sinek kapanı salyangoz avlıyor. Salyangoz için üzücü bir durum. | TED | هذه في " ديونار " فخ فينوس السريع .. والذي يصطاد الحلزونات عذراً ايها الحلزون |
Biryandan İlyada'yı eski Yunanca'dan okur ezberden, öte yandan alabalık avlar çırpıntılı bir dereden. | Open Subtitles | يمكنه قراءة الإلياذة باللغة الإغريقية القديمة بينما يصطاد السمك في الجدول |
Burdan Pasifik'e kadar, sadece bir kez değil defalarca, tuzak kurup avlanan adam mı? | Open Subtitles | الرجل الذي كان يصطاد ويضع الفخاخ من هنا حتى المحيط الهادي عدة مرات وليس مرة واحدة |
"Yaoguai gündüzleri istirahat edip geceleri avlanır." | Open Subtitles | يكون ''اليوغواي'' في سباتٍ'' ''نهاراً، و يصطاد ليلاً |
Önümüzdeki birkaç gün, avlanmak için son şansı. | Open Subtitles | في الايام القليلة القادمة هذه فرصته الاخيرة لكي يصطاد وجود رجال الشرطة يساعد ولكن سيساعد ايضا |
Tabii, canım. Zaten baban da aslan avlıyordu, değil mi? | Open Subtitles | نعم بالتأكيد إن والدك يصطاد الأسود أليس كذلك؟ |
Her zaman yaşlandığımda benim için balığa çıkacak bir delikanlının olmasını dilerim. | Open Subtitles | أتمنى فقط عندما أصبح رجلا عجوزا أن أجد صبيا يصطاد لي |
Tilki, tavşan ya da öyle bir şeyler avlayan biri olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه شخص يصطاد الثعالب أو الأرانب أو شئ ما |
Crittercam, köpekbalığının nerede avlanmayı sevdiğini ve ne zaman saldırdığını gösterebilir. | Open Subtitles | الكاميرا سوف ترينا تماما اين يفضل القرش أن يصطاد ومتى تشن هجوما |
Şimdi dünyanın her yerinde Avlanıyor, ama hep buraya döner. | Open Subtitles | ..وهو يصطاد فى جميع انحاء العالم لكنه يعود الى هنا دوما |
Binbaşı, ben dağınızda avlanırken omzu kırılan bir adamım ve... | Open Subtitles | ميجور أنا فحسب صديق كان يصطاد في منطقتك من الجبل وقام بكسر كتفه |
Ve bu da nasıl avlandığını ve dana gibi olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | و هذه هي الطريقة التي يصطاد بها، و يزن نصف طن. |
Ava çıktığını ve çalılıkların arasında hareket eden şeyin bir domuz olduğunu düşündüğünü söylemiş. | Open Subtitles | قال أنه كان يصطاد خارج المدينة و رأى ما اعتقد أنه كان خنزيراً برياً يتحرك |
Hatırlıyor musun? Aslanı avlamak için sadece bir mızrağı olan ormandaki çocuğu. | Open Subtitles | هل تذكر البرنامج في التلفزيون حول أفريقيا ذلك الفتى برمح فقط يصطاد الأسد |