"يصعب تصديق" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanmak zor
        
    • İnanması güç
        
    • inanması zor
        
    • inanmak güç
        
    • kavram bir otursun
        
    Başkan için bu diskin 300 milyon dolar değerinde olduğuna inanmak zor. Open Subtitles يصعب تصديق أن حاملة البيانات هذه تساوي 300 مليون دولار عند المستشار
    Yukarıda sadece bir uydunuzun olduğuna inanmak zor. Open Subtitles يصعب تصديق أن قومك يملكون طائر واحد فقط هناك في الأعلى
    İnanması güç biliyorum ama; seçim şansı olmayabilir. Open Subtitles أعلم أنه يصعب تصديق هذا, لكن ربما لا يكون لديه خيار
    İnanması güç ama hepsi gerçekti. Open Subtitles كان يصعب تصديق ذلك, لكنها كانت حقيقة لا مفر منها,
    Zamanın bu kadar hızlı geçtiğine inanması zor. Open Subtitles يصعب تصديق أنه لن يكون هناك سوى هذا الوقت القصير
    Yakında üniversiteyi bitireceğine inanmak güç. Open Subtitles يصعب تصديق أنكَ ستنتهي من أمر الجامعة قريبًا
    Bu kavram bir otursun. Open Subtitles يصعب تصديق ذلك
    İnanmak zor olabilir, ama çok sert dostlarım vardır. Open Subtitles اعلم أنه يصعب تصديق ذلك لكن كما تعلم, أنا أتسكع مع حشد قاسي جداً
    Gerçekten uzayda olmadığıma olmadığıma inanmak zor. Open Subtitles يصعب تصديق أنني لست حقاً لست حقاً في الفضاء
    Bu sabah gördüğümüz kızın bu olduğuna inanmak zor. Open Subtitles يصعب تصديق أن هذه هي الفتاة التي رأيناها صباحًا
    Görünüşün ve konuştuğun Almanca ile Polonyalı olduğuna inanmak zor. Open Subtitles يصعب تصديق أنكِ بولندية تتحدثين الألمانية بطلاقة وشكلكِ...
    Bu tüylerin içindeyken inanmak zor. Open Subtitles أجل, يصعب تصديق هذا, مع كل هذا الريش
    Evet, bu tüylerin içinde olmasına inanmak zor. Open Subtitles أجل، يصعب تصديق هذا، مع كل هذا الريش
    İnanması güç, değil mi? - Dışarı çıkmanıza sevindim. - Hmm. Open Subtitles يصعب تصديق هذا سعيدة لأنكم خرجتم
    İnanması güç ama dediğini yapmış. Open Subtitles يصعب تصديق ذلك، ولكنه وفى بوعده
    - Onu hallettim bile. - İnanması güç. Bir şekilde bu okulu adam etmeye başladık. Open Subtitles أعمل على هذا بالفعل - يصعب تصديق بأننا قمنا بتغيير هذا المكان حقاً -
    Sizden kaçamaya çalışıyorum. İnanması zor, biliyorum. Open Subtitles احاول ان اتجنبكم ، يصعب تصديق ذلك اعلم..
    İnanması zor olabilir, ama onlar da tıpkı diğer aileler gibiler kaynaklarını hayatın tadını çıkarmak için kullanıyorlar dünya'yı daha iyi bir yer kılmak için. Open Subtitles لا، لا، بالطبع لا ربما يصعب تصديق ذلك، ولكنهم عائلةكأيّعائلةأخرى.. يستخدمونمصادرهم..
    Biliyorum, inanması zor, ama bu tarz şeylerde... - ...gerçekten... Open Subtitles أعلم، يصعب تصديق هذا أنا مفيد في شيء ما، لكن...
    İkisinin de kendilerine son anda Yondaime tarafından teslim edilen kunaileri düşürdüğüne inanmak güç. Open Subtitles اثنان من الجونين أسقطا الكوناي المعهودة لهما من اليوندايمي فجأةً... يصعب تصديق ذلك
    Bu kavram bir otursun. Open Subtitles يصعب تصديق ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more