"يضربه" - Translation from Arabic to Turkish

    • dövüyormuş
        
    • döverdi
        
    • dövüyordu
        
    • vurduğunu
        
    • dayak
        
    • vuruyor
        
    • dövüyor
        
    • Vururken
        
    • döverken
        
    • dövmeyecek
        
    Oğlundaki ilahi yeteneği hiç görmediğinden onu dövüyormuş. Open Subtitles لم يكن يتفهم موهبه ابنه،لذلك كان يضربه
    Babam da onu yaptığı bu şeylerden ve işlediği suçlardan dolayı acımasızca döverdi. Open Subtitles وكان والدي، يضربه بلا رحمة... لقيامه بإفتعال المشاكل دائماً... وجرائمه التي كان يرتكبها.
    Babam onu her gün dövüyordu. Open Subtitles أبّي كان يضربه كلّ يوم.
    Bekle, bana Isaac'in babasının ona vurduğunu bildiğini mi söylüyorsun? Open Subtitles إنتظر ، أتقول لي أنك كنت تعرف أن والد "أيزك" يضربه ؟ يضربه ؟
    Babam bana Vururken ona kendi babasının nasıl dayak attığı ile ilgili korkunç hikayeler anlatırdı. Open Subtitles أبي كان يخبرني بقصص فظيعة عن أبيه حين كان يضربه حين كان هو يضربني
    Adam onu ayağından vuruyor, o adama "siktir git" diyor. Open Subtitles يضربه بالرصاص في قدمه فيخبره بأن يذهب للجحيم
    Şu Bruce Lee onu dövüyor! Open Subtitles -يا شباب إنه يضربه بشدة مثل الأخ "بروسلي
    Babasının işi bu. Dışarıda çocuğu döverken gördüm. Open Subtitles كان والده رأيته يضربه في الخارج
    Onu asla terketmeyecek, asla incitmeyecek... asla onu vurmayacak yada içki içip onu dövmeyecek... yada çok meşgul olup ona vakit ayırmamazlık etmeyecekti Open Subtitles لا يتركه و لن يجرحه او يصرخ بوجهه او يشرب و يضربه او يكون مشغولا و لا يقضي بعض الوقت معه
    Üveybabası Onu dövüyormuş. Open Subtitles كان زوج أمه يضربه
    Siyah maskeli arkadaşımız bunu dövüyormuş ama Memur Corbin'in ve arkadaşlarının işini bitirmesini engellemiş. Open Subtitles صديقنا المقنع، كان يضربه لكنه توقف حين وصل الضابط (كوربن) ورفاقه كيقضوا عليهم
    Babası onu dövüyormuş. Open Subtitles أبوه كان يضربه
    Babası ayyaştı ve onu döverdi. Open Subtitles كان أبوه سكيراً إعتاد أن يضربه
    babam onu döverdi. Open Subtitles كان ابى يضربه ياستمرار
    Penguen sopayla dövüyordu ama tetiği Jim Gordon çekti. Open Subtitles البطريق كان يضربه بمضرب ولكن (غوردن) من سحب الزناد
    Penguen sopayla dövüyordu ama tetiği Jim Gordon çekti. Open Subtitles البطريق كان يضربه بمضرب، ولكن (غوردن) من أطلق النار
    Bak, sana Ramsey'in sopayla vurduğunu göremediğimi söylemiştim. Open Subtitles تذكر، لقد قلت لك لم أرى (رامزي) فعليا ً يضربه بعصاه
    Diğer adam ona neyin vurduğunu asla bilmeyecek. Open Subtitles الشخص الآخر لايعرف ما يضربه.
    Bu adam çocukken hergün dayak yiyen birisi. Open Subtitles حسنًا، هذا هو الرجل الذي كان يضربه كلّ يوم كطفل.
    Rakibi tüm gücüyle Balboa'ya vuruyor. Open Subtitles المتحدى يضربه بكل ما أوتى من قوة
    Onu dövüyor, bırakın gireyim. Open Subtitles إنه يضربه ، دعني أذهب هناك
    Vururken bile erkek gibi karşısına çıkamadı. Open Subtitles لم يستطع حتى ان يضربه مثل الرجل الضعيف
    James Hamilton, O'Neill kendisini ölümüne döverken, bir şey yutmuş. Open Subtitles لابد أن (جيمس-هاميلتون) إبتلع شيء يخص (أونيل) حينما كان يضربه قبل وفاته.
    - Ne demek kimse onu dövmeyecek? Open Subtitles ـ ماذا تعني لا يضربه أحد؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more