Tanrım her zaman beni en nefret ettiğim insanların arasına gönderir. | Open Subtitles | إلهى دائما يضعنى فى المكان الذى به الناس الذين أكرههم جدا |
Bazen babam beni dizine oturtur ve direksiyonu çevirmeme izin verir. | Open Subtitles | يضعنى ابى فى كابينة القيادة ويجعلنى اقود السيارة الجيب |
Küçükken beni aşağılardı ve küçük paralar için bana yavru köpekleri vurdururdu. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرا كان يضعنى فى حفرة وكان يجعلنى أطلق النار على الجراء الصغيرة |
Bu tür davranışlar beni zor kullama moduna iter. Bu kurallara uyulacak. | Open Subtitles | رأيتهم, هذا النوع من الأشياء يضعنى فى مزاج سيىء |
Şimdi gördün mü, bu beni şaşırtacak bir durum. | Open Subtitles | الأن,أنظر,هذا يضعنى فى موقف يجعلنى مندهشا. |
Doğru. Onu bir erkekle görmüyorum. Düşünüyorum da beni çok etkiliyor. | Open Subtitles | أنا لا أراها مع صديق وهذا يضعنى على القمة |
New Yorklu kitabı için televizyonda röportaj yapmak beni ünlü biri yapmak. | Open Subtitles | تتحدثين عنى كتابة تقييم العروض للتلفزيون مرة واحدة في الأسبوع عن عروض نيويورك لا يضعنى نوعاً ما ضمن المشاهير |
Bu yüzden Hoyt'a beni kanala bağlamasını söyledim, çünkü biliyorum ki... | Open Subtitles | هذا هو السبب الذى جعلت هويت يضعنى على الخط ، لأنني كنت أعرف |
Eğer ona orada bir şey olursa beni öyle bir duruma düşürmek istemedi. | Open Subtitles | لم يكن يريد ان يضعنى فى ذلك اذا حدث لة شيئاً هناك |
Bazen daha sessiz diye beni yere yatırırdı. | Open Subtitles | لقد اعتاد ان يضعنى على الارض لأنه كان اهدأ |
Aslında, beni tuzağa düşürüyor. | Open Subtitles | فى الحقيقة هو يضعنى كمجرد صورة فقط |
Krill'in beni buraya koyması tuhaf değil mi, sence? | Open Subtitles | ألا يبدو غريبا ً أن يضعنى "كريل"هنا؟ أنى لا أستمع إليك |
Küçük kardeşim beni hiçbir yere götürmüyor. | Open Subtitles | أخى الصغير لن يضعنى فى أى مكان |
Hep beni didik didik incelemek istemişti. | Open Subtitles | أراد دائما أن يضعنى تحت مراقبته. |
Hiç kimse bir daha beni o buzun içine sokamayacak. | Open Subtitles | لن يضعنى أحداً فى الثلج مجدداً, أبداً. |
beni ilgilendirmez. Lingk beni liste başı yapar. | Open Subtitles | ولا أهتم لينك يضعنى على القمة |
Um... çünkü... kimse beni oraya koymadı. | Open Subtitles | لأنه لم يضعنى أحدا ً هناك |
Önce bana delegeleri hapisle tehdit etmemi söylüyor sonra da Zarek'i çıkararak beni arkadan vuruyor. | Open Subtitles | أولا يُخبرنى بتَهديد المندوبين بالسجنِ ثم يضعنى بمأزق بإطلاق سراح (زاريك) |