"يضعونه" - Translation from Arabic to Turkish

    • koyuyorlar
        
    • koydukları
        
    • tutuyorlar
        
    • koyarmış
        
    • kullanacaklarsa
        
    • yerleştirecekler
        
    Orada içkilere ne koyuyorlar bilmiyorum ama... su kaynağına ulaşmamız lazım. Open Subtitles ما الذي يضعونه بالمشروبات بذلك المكان وكيف وصلنا إلى مصدر المياه؟
    Yılda iki kâse balla geçiniyoruz. Onlar da balımızı alıp boş yere dudak kremine koyuyorlar! Open Subtitles نحن نعيش على كوبين في السنة، وهم يضعونه كبلسم للشفاه بدون أي سبب على الإطلاق
    Burada toprağın altına koydukları kişi, ... baskınların birinde,... iki ateş arasında kalmış bir komşu. Open Subtitles والرجل الذي يضعونه في الارض هناك هو كان جار في احد السرقات وقع في مرمى النيران
    Burası bir mısır tarlasıyken onu koydukları günü hatırlıyorum. Open Subtitles لقد شاهدتهم يضعونه هناك عندما كان هذا المكان مجرد حقل ذرة.
    Haftada 15 dakika gözetim altında tutuyorlar. Open Subtitles إنهم يضعونه في الحجز لمدة 15 دقيقة لأسبوع
    Hizmetçimin dediğine göre bir Fransız şeyini bir hanımın bacaklarının arasına koyarmış. Open Subtitles خادمتي قالت... الرجال الفرنسيون. يضعونه بين الأرجل.
    Canlı yem olarak kullanacaklarsa neden hayatını kurtarıyorlar? Open Subtitles لماذا ينقذون حياته كي يضعونه طُعم حي؟
    Amerikalılar zenginlerin küllerini alıp bir uyduya yerleştirecekler ve uzaya göndereceklermiş. Open Subtitles في أمريكا انهم سيأخذون رماد الناس الأغنياء و يضعونه في قمر صناعي
    Bu pisliklerin içine neler koyuyorlar biliyor musun? Open Subtitles أتعرفين مالذي يضعونه بهذه القذارات الآن؟
    İnsanlar gerçekten ön gösterime gelip telefonlarıyla gösteriyi kaydediyorlar, internete koyuyorlar ve yorum yazıyorlar. Open Subtitles أتعلم، في الواقع يأتي الناس إلى العروض المسبقة، يسجلون البرنامج على هواتفهم، يضعونه على الانترنت، ويكتبون التعليقات
    Bilmemi istedikleri her şeyi en üste koyuyorlar. Open Subtitles كل شيء يريدون مني معرفته يضعونه في الأعلى
    Savaşmana yardım etmesi için kafana koyuyorlar çalıştığındaysa bizi olduğumuzdan farklı görüyorsun. Open Subtitles يضعونه في رأسك ليساعدك في القتال، وعندما يعمل، ترانا بشكل مختلف.
    Şimdi de benim kutuma koyuyorlar. Open Subtitles أصبحوا يضعونه داخل صندوقي الآن.
    - Bebek evlerine ne koyuyorlar? Open Subtitles -ما الذي يضعونه في بيت الدمية ؟
    Lakin biz bizim tarafımızı yok eder yolu kesersek solucan deliğine koydukları her şey oraya yük yapacak. Open Subtitles لو أردنا جعل طرفنا ينهار، أن نُحكم إغلاقه... كلّ ما يضعونه في الثقب الدودي... سيسقط مع حملٍ.
    Sizde anahtarını onların koydukları yere koymuşsunuz. Open Subtitles كان المفتاح في الخارج حيث كانوا يضعونه.
    Hastaneye koydukları gibi işi biter. Open Subtitles يضعونه في المستشفى ومن ثم ينتهون
    Onu trende mi tutuyorlar kontrol etmeliyiz. Open Subtitles علينا ان نستكشف ان كانوا يضعونه على القطار
    Onu besliyorlar, sıcak tutuyorlar fakat makinelere bağlamıyorlar. Open Subtitles يطعمونه، يبقونه دافئا لكنهم لا يضعونه في الآلة.
    Hizmetçimin dediğine göre bir Fransız şeyini bir hanımın bacaklarının arasına koyarmış. Open Subtitles خادمتي قالت... الرجال الفرنسيون. يضعونه بين الأرجل.
    Canlı yem olarak kullanacaklarsa neden hayatını kurtarıyorlar? Open Subtitles لماذا ينقذون حياته كي يضعونه طُعم حي؟
    Sonra da bir tesise yerleştirecekler. Open Subtitles و يضعونه في مصحّة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more