| Her şeyi vuruyorlar, hareket eden ve küçük bir fareden büyük olan her şeyi, ve güneşte kurutuyorlar ya da tütsülüyorlar. | TED | إنهم يطلقون النار على أي شيء، أي شيء يتحرك أكبر من الفأر الصغير، إنهم يجففونه بالشمس أو يقومون بتدخينه. |
| Askerler biraz salak bu yüzden aynı zamanda anneciğin hasta olmayan kısımlarını da vuruyorlar bu yüzden annecik biraz hasta hissediyor. | Open Subtitles | الجنود هم قليلاَ تافهين لذلك هم أيضا يطلقون النار على أجزاء من جسم أمكم التي ليست سيئة وهذا يجعل أمكم تشعر بالمرض |
| Hava araçları emirlerini aldılar. "Mahalle 1"e ateş topu atacaklar. | Open Subtitles | الطائرات تلقت الامر سوف يطلقون النار على المدمرة واحد |
| Buradan arabaya ateş eden 5 kişi varmış. | Open Subtitles | كان هناك خمسة رماة يطلقون النار على سيارة هنا. |
| Bu iki kız, motorsikletli kişilerin, bir arazi aracındaki bir siyahı vurduklarını söylüyor. | Open Subtitles | انا سمسار علاقات هاتين الامرأتين قالتا انهما رأيتا رجالاً على دراجات نارية يطلقون النار على شاحنة |
| Rahiplere bile ateş ediyorlardı. | Open Subtitles | ! لقد كانوا يطلقون النار على القساوسة حتى |
| Yaralılarını vurdular, onun evini de havaya uçurdular. | Open Subtitles | انهم يطلقون النار على خسائرهم لقد ذهبوا الي منزله وقاموا بتفجيره |
| Komiserim, iki kız geldi ve motosikletli iki kişinin bir arazi aracı içindeki siyahi birini vurmalarına şahit olduklarını söylediler. | Open Subtitles | ايها الزعيم, تلك الفتاتان قالتا انهما رأيتا رجالاً على دراجات نارية يطلقون النار على رجل اسود في شاحنة |
| Duyduğuma göre mahallede para karşılığı seni göğsünden vuruyorlarmış. | Open Subtitles | سمعت بمكان قريب من هنا حيث يطلقون النار على صدرك مقابل المال. |
| Artık etraftaki herkesi vuruyorlar zaten. | Open Subtitles | حسنًا، أنهم يطلقون النار على أيّ أحد هنا بأيّ حال. |
| Baba, yarımadada yaşlı hırsızları vuruyorlar. | Open Subtitles | أبي، إنهم يطلقون النار على اللصوص في هذه المكان |
| Asker kaçaklarını hâlâ vuruyorlar mı? | Open Subtitles | هل لازالو يطلقون النار على الفارين ؟ |
| - İnsanları vuruyorlar, bankaları soyuyorlar... | Open Subtitles | -أتعرف ، يطلقون النار على الناس ، يسرقون البنوك |
| Her gün insanlar birbirlerini vuruyorlar. | Open Subtitles | كل يوم هناك اناس يطلقون النار على بعضهم |
| Çoğu Cage'e ateş edildiğini söylüyor Cage'in ateş ettiğini değil. | Open Subtitles | يقول معظمهم إنهم رأوا أناساً يطلقون النار على"كيج", وليس العكس. |
| Kent'e ateş açtıklarını gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتهم يطلقون النار على كينت؟ |
| Her gün birbirine ateş eden insanlar vardır. | Open Subtitles | كل يوم هناك أناس يطلقون النار على بعضهم |
| Birbirine ateş eden iki travesti görüyorum. | Open Subtitles | أرى مخنثين يطلقون النار على بعض. |
| Kaçakları vurduklarını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعرف أنهم يطلقون النار على الفارين، صحيح؟ |
| İnsanları duvarların önünde sıraya dizip vurduklarını görmüşler. | Open Subtitles | بدأوا بالصراخ "إنهم يطلقون النار على الناس " |
| Stephen Parkının etrafındaki yolları kapattılar haki rengi gördükleri herşeye ateş ediyorlardı. | Open Subtitles | -أغلقوا الشوارع بالقرب من منقطة (ستيفن جرين) -وكانوا يطلقون النار على أي شخص يشاهدونه يرتدي الزي العسكري |
| Roy, demek istiyorum ki, oğlanlar... Meksikalılara ateş ediyorlardı. | Open Subtitles | (روي)، الآن إننا نعلم جيداً أن الأولاد كانوا يطلقون النار على المكسيكين. |
| Hatta birbirlerini bile vurdular. | Open Subtitles | أعتقد أنهم كانوا يطلقون النار على بعضهم البعض حتى |
| Bana vurmalarına izin ver. | Open Subtitles | سأدعهم يطلقون النار على. |
| Kimi isteseler vuruyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يطلقون النار على أي شئ يريدون |