"يطور" - Translation from Arabic to Turkish

    • geliştiriyor
        
    • geliştiriyordu
        
    • geliştirmek
        
    • geliştirir
        
    Gerçekten de, Gbenga şu an zaten erken uyarı sistemi gibi kullanılacak olan Afrika'da sıtma yayılımını öngören modeller geliştiriyor. TED في الواقع، غبينغا يطور حاليًا نماذج سيتم استخدامها كنظام إنذار مبكر للتنبؤ بنقل الملاريا في أفريقيا.
    Bu doğruysa Tamam, küçük çocuk bazı ciddi güçler geliştiriyor. Open Subtitles صحيح حسناً ، إذا كان هذا صحيحاً فإن ابنك الصغير يطور قوى خطيرة
    Sonra Gabriel Maher var, ki kendisi geleneksel klişelere başvurmadan, değişen cinsiyet aidiyetlerimizin inceliklerini ifade etmemizi sağlayan yeni bir tasarım dili geliştiriyor. TED وثم هناك جبريل ماهر، وهو يطور لغة تصميم جديدة لنتمكن من توضيح خفايا هوياتنا الجنسية المتغيرة، دون اللجوء للأنماط التقليدية.
    Şirket kaynakları için yeni kodlar geliştiriyordu. Open Subtitles لقد كان يطور قاعدة مشفرة لمؤسسة تجارية للموارد و التخطيط
    Goa'uld'la savaşmak için ileri teknolojiler geliştiriyordu. Open Subtitles لقد كان يطور تكنولوجيا متطورة ( لمحاربة ال ( جواؤلد
    Bu bir bağlantıydı, Tanzanya'da Afrika'nın ilk teletıp merkezini geliştirmek isteyen biriyle bir toplantı. TED كانت هذه وصلة، لقاء مع شخص يود أن يطور أول عيادة أفريقية تطبيبية عن بعد، في تنزانيا
    İyi ya, kol kaslarını geliştirir. Open Subtitles جيد. سوف يطور عضلات ذراعك
    Tamam herkes el bilgisayarları için yeni nesil yazılımlar geliştiriyor büyük şirketler de dahil. Open Subtitles حسناً... الجميع يطور برامج للأجهزة المحمولة باليد بمن فيهم الكبار
    - Özel sektör için bilgi ve istihbarat sistemleri geliştiriyor, değil mi? Open Subtitles كان يطور نظام... للذكاء والمعلومات. للقطاع الخاص, صحيح؟
    Askeriye bu teknoloji yıllardır geliştiriyor. Open Subtitles الجيش كان يطور هذه التقنية لسنوات
    Sanırım kendi tarzını geliştiriyor. Open Subtitles اظن انه يطور اسلوبه الخاص
    Gerçekten de kendini geliştiriyor. Open Subtitles إنه يطور نفسه بشكل دائم
    Dağılıyor mu yoksa yöntemini mi geliştiriyor? Open Subtitles هل هو يتدهور أو يطور أسلوبه؟
    Dinsmore Luthor Şirketi'nden ayrılmadan önce, hücre büyümesini hızlandıran bir teknik geliştiriyordu. Open Subtitles قبل أن يترك (دينسمور) شركة لوثر كورب كان يطور تقنيه لتسريع نمو الخلايا
    - Ben bir katilim. Beni yöneten Witkoff'du. Bir şey geliştiriyordu. Open Subtitles أنا متعهدة سابقة، (ويتكوف) كان كفيلي إنه يطور شيئاً
    - Ben bir katilim. Beni yöneten Witkoff'du. Bir şey geliştiriyordu. Open Subtitles أنا متعهدة سابقة، (ويتكوف) كان كفيلي إنه يطور شيئاً
    İşlemi kolaylaştırmak için araçları geliştiriyordu. Open Subtitles كان يطور أدوات لتبسيط العملية
    Gençler, bahse varım Jamie MeriCorp Energy için bu teknolojiyi geliştiriyordu, ama yanlışlıkla nanobotlarını hidrokarbon yerine karbon tüketmeye programladı. Open Subtitles يا رفاق، أعتقد أن جيمي كان يطور هذه التقنية لشركة "ميري كورب" للطاقة الا أنه قام عن طريق الخطأ ببرمجة هذه الروبوتات لاستهلاك الكربون بدلا من الهيدروكربون
    - Zekasını geliştirmek istiyormuş. - Kafasında yeterince boş yer var. Open Subtitles ـ قال إنه يريد أن يطور عقله ـ لديه مجال للقيام بذلك
    Felçli hastaları tedavi etmek ve sinirlerin işlevini geliştirmek için kullanılmış. Open Subtitles إنه يستخدم لعلاج المرضى للتعافي من الصدمة, و يطور الوظائف العصبية, مثل الذاكرة مع بعض الأشخاص, يجدي ذلك بشكل رائع
    Asya'da salgın halinde yayılan Nibori'ye aşı geliştirmek için on yıllarını vermiş. Open Subtitles لقد قضى أكثر من عقد من الزمن "يطور لقاحا لفيروس "نيبوري الذي إنتشر في أنحاء أسيا
    Her muhafız kendi yeteneğini geliştirir. Open Subtitles كل حارس يطور موهبته الخاصة
    Duck ile ben ilgilenirim kendini geliştirir. Open Subtitles سوف أعمل مع (دوك) وسوف يطور من أدائه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more