"يظن أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanıyor
        
    • düşünüyor
        
    • sanıyordu
        
    • düşündüğü
        
    • düşünüyorsa
        
    • sandığı
        
    • sanıyordur
        
    • zannediyor
        
    • olduğunu düşünen
        
    • sanır
        
    • sanan
        
    • zannediyordu
        
    • olduğunu düşünüyordu
        
    Bu çocuk istediği her şeyi, istediği an... istediği her yerde yapabileceğini sanıyor. Open Subtitles .. هذا الفتى يظن أنه يستطيع فعل مايريده متى ما أراد، وأينما كان
    Beni bırakarak beni koruduğunu sanıyor ama kendisi tuzağın içine koşuyor. Open Subtitles يظن أنه يحميني ويتركني ويرحل وبدلاً من ذلك يذهب إلى فخ
    Hâlâ bir yanı o şeyin gerçek bir bebek olduğunu düşünüyor. Open Subtitles كما لو أن هناك جزء منها لازال يظن أنه طفل حقيقي
    Hâlâ bir yanı o şeyin gerçek bir bebek olduğunu düşünüyor. Open Subtitles كما لو أن هناك جزء منها لازال يظن أنه طفل حقيقي
    Seni şok ederek depresyondan çıkarabileceğini mi sanıyordu? Open Subtitles هل كان يظن أنه سيصدمك لكى يخرجك من الإكتئاب ؟
    Belli ki veda konuşmacısı, hâlâ herkesten akıllı olduğunu sanıyor. Open Subtitles وبشكل واضح، التلميذ المتفوق مازال يظن أنه أذكى من الجميع.
    Larrue, St. Marie Kilisesi'nden Logan sanıyor. Open Subtitles حسناً . لاروا يظن أنه لوجن من كنيسة سانت مارى
    Anahtarın hala karısının el çantasında olduğunu sanıyor. Open Subtitles لا زال يظن أنه في حقيبة زوجته أترى ، أنت كنت محقاّ تقريباّ
    Büyük bir adama sataşan birini vuruyor ve ünleneceğini sanıyor. Open Subtitles .يقتل الرجل الذى سب رجلاً مهماً و يظن أنه نال سمعة مهيبة
    Ama sonsuza kadar yaşayacağını sanıyor. Bu yüzden beni yok etmek istiyor. Open Subtitles و لكنة يظن أنه سيعيش للأبد و يرغب فى التخلص منى
    Yapsın. herkes onu sanıyor onu biliyor bu başka sorunlara sebep olur. Open Subtitles فليتكلم ، كل ما يظن أنه يعرفه يقوده إلى شخص آخر
    Hayır, bir yanın böyle düşünüyor ama diğer yanın hoş olduğunu düşünüyor. Open Subtitles ‫لا؟ ، جزء منك يظن ذلك ‫والجزء الآخر منك يظن أنه حلو
    Çıkıp onu aramamız gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles انه يظن أنه يجب أن نكون بالخارج نبحث عنه
    Herkes onun yazabileceğini düşünüyor. Ama bir gazeteci bombaların patladığı yere gider. Open Subtitles كل شخص يظن أنه يستطيع أن يكتب, لكن صحفي المشكلة هنا, حيث القنابل تتساقط
    Bir baraka bulup saklanmamız gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles يظن أنه علينا إيجاد كابينة ونختبيء بها لفترة
    Belki de onları iyileştirdiğini, lanetten kurtardığını falan sanıyordu. Open Subtitles ربما كان يظن أنه يعالجهم ينقذهم من اللعنة بطريقة ما.
    Şu anda; dış tehditlerden uzakta olduğunu düşündüğü bir yerde dinleniyor. Open Subtitles حالياً يقبع في مكان ما يظن أنه بمأمن عن التهديدات الخارجية
    Pekala, cilve yaptığımı düşünüyorsa, unutsun bunu. Open Subtitles إن كان يظن أنه سينال مني شيئاً فلينس هذا
    Genç Lloyd'un, kalp krizi sandığı kol ağrısının ne olduğuna ikna ettim, Lloyd? Open Subtitles لقد أقنعت لويد بأن ألم الذراع الذي كان يظن أنه بسبب أزمة قلبية ما هو إلا ماذا لويد ؟
    - Yarı askeri şirkette çalışan biri yenilmez olduğunu sanıyordur. Open Subtitles رجل يعمل لشركة عسكرية خاصة غالبا يظن أنه لا يقهر
    Mr Haden gençti ve bana uygun değildi, ayrıca çok zeki ve yakışıklı olduğunu zannediyor. Open Subtitles السيد هايدن يافع و غير مناسب يظن أنه ذكي و رائع
    Birine bunu yapmanın, önemsiz olduğunu düşünen herkesi de sikeyim! Open Subtitles ولكل شخص يظن أنه من الصائب قتل الناس بهذه الطريقة
    Her insan aşkı bildiğini sanır aşk, öğrendiğimiz üzere, bir gizemdir. Open Subtitles كل رجل يظن أنه يعرف الحب الحب الذي تعلمناه هو لغز
    Kendini kutsal görevde sanan aşağılık bir heriften daha tehlikeli ne olabilir? Open Subtitles لا يوجد شئ أكثر خطورة من احمق يظن أنه في مهمة مقدسة
    Kızgındık, çünkü basın ne zaman tuhaf bir sağlık krizinden bahsetse, televizyon izleyen herkes kendisinde de o hastalığın olduğunu zannediyordu. Open Subtitles كنا منزعجين جدا لأنه كلما يذاع خبرا عن حالات المرض الغريبة فإن كل من يسمع ذلك الخبر يظن أنه قد أصيب به
    Bunu bedel olarak gördü. Karma olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles كان يظن أنه رد دين أو أنه عاقبة أخلاقية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more