"يعالج" - Translation from Arabic to Turkish

    • tedavi
        
    • iyileştiriyor
        
    • tedavisi
        
    • iyileştirir
        
    • hastası
        
    • ilgileniyor
        
    • iyileştirebilir
        
    • iyileştirecek
        
    • ilaç
        
    Burada kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. TED تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم
    tedavi edilmemiş bir yanığı olan meşgul bir şeker hastasıyla birlikteyseniz. Open Subtitles اذا كنت طبيبا بصحبة مريض سكري مشغول ولديه جرح لم يعالج
    Geleceğin doktoru insan vücudunu ilaçla tedavi etmeyecek; hastalıktan beslenmeyle koruyacak ve hastalığı beslenmeyle iyileştirecek. – Thomas Edison Open Subtitles إن الطبيب في المستقبل سوف لن يعالج الجسد البشري بواسطة العقاقير بل إنّه سوف يشفي ويمنع المرض بواسطة الغذاء.
    Bunlardan bir tanesi çoklu sklerozun semptomlarını azaltıyor. Diğeri de T-tipi hücreli lenfoma denilen bir çeşit kan kanserini iyileştiriyor. TED واحد من هذا يسكن أعراض تصلب الأنسجة المتعدد؛ والآخر يعالج نوع من سرطان الدم الذي نسميه لمفوما الخلايا التائية.
    ben, kanserin gelecekteki tedavi yönteminin bu şekilde olacağına inanıyorum. TED فأنا أعتقد أنه ستكون هذه الطريقة التي يعالج فيها السرطان بالمستقبل.
    Daha iyi ve daha etkin tedaviler uygulamak istiyoruz. Bugün, yüksek tansiyonu genelde haplarla tedavi ediyoruz. TED نرغب في الحصول على علاجات أفضل وأكثر فعالية. اليوم يعالج مرض ارتفاع ضغط الدم غالبا عن طريق الحبوب.
    Ne var ki, bilimin ölümü tedavi edebileceği fikri, medeniyet kadar eski olan sihirli iksir hikayesinin bir başka bölümü sadece... TED لكن فكرة أن بمقدور العلم أن يعالج الموت ليست إلاَّ فصل آخر في قصة الإكسير السحري قصة قديمة بقدم الحضارة
    Ama bir milyon kişiyi tedavi ettiğinde sağlanan gelir, çok daha fazladır. TED لكن العائد أكبر بكثير إذا كان الدواء يعالج مليون شخص.
    Kapsamlı tedavi için, Maxime kenara çekilir. Open Subtitles كان يعالج الامور بدقة متناهية مكاسيم دائما مايأخذ خطوات أحترازية
    Ama vücutlar, elektro kimyasal yöntemle de tedavi edilebilir. Open Subtitles لكن الجسم يمكن أن يعالج كنظام كهرومغناطيسى
    Boynunu tedavi eden kişiye bisikleti vereceğini söylemiştin. Open Subtitles لانك قلتي انك ستعطين الدراجه للذي يعالج رقبتك ويذهب ألمها
    Dediklerine göre ölürken yaralı bir askeri tedavi ediyormuş. Open Subtitles إنهم يقولون بأنه كان يعالج جندياً مجروحاً، عندما توفِيَ
    Sinirsel hasarlar hemen tedavi edilmezse kalıcı olabilir. Open Subtitles الضرر العصبى من الممكن ان يصبح دائم اذا لم يعالج سريعاً
    Viyanalı doktor körlüğü tedavi ediyor. Open Subtitles طبيب من فيينا يعالج حالات العمى آلاف الرحلات من جميع أنحاء العالم
    O halde neden kraliçeyi tedavi eden doktoru düşünmeyelim ? Open Subtitles لذا، لمَ لا يكون الطبيب الذي يعالج الملكه؟
    Evet. tedavi edilmezse hastaların sadece %33'ü bir yıl içerisinde ölür. Open Subtitles نعم، إن لم يعالج فقط 33 بالمئة من المرضى يعيشون أكثر من عام
    Yaptığımız her şey sadece sana daha çok zarar verdi. Bu şey kendisini iyileştiriyor. Open Subtitles كل ما فعلناه كان يزيد من ألمك هذا الشئ يعالج نفسه تلقائيا
    İhtiyacın olursa mükemmel bir kanal tedavisi uygular. Open Subtitles يعالج قناة الجذر بشكل ممتاز إذا أحتجت الى ذلك أبداً
    Efsanede olduğu gibi taşıyıcısının yaralarını iyileştirir ve yaşlanmalarını durdurur. Open Subtitles تمامًا كما قيل في الأساطير؛ إنه يعالج جراح حامله ويوقفه عن التقدم في السنّ
    Bu da oğullarının akıl hastası doktoru bir terapist olmasından dolayı ailenin utandığı anlamına geliyor. Open Subtitles مما يعني أن عائلة الطبيب ذاته تشعر بالاحراج لتعترف أن ابنها طبيب نفسي يعالج أمراض العقول
    Pekala, iptal işleriyle üyelik ofisinde bulunan Dave ilgileniyor. Open Subtitles ديف في مكتب العضوية يعالج الإنسابات من العضوية اعذرني.
    Belki bir yiyecek kanseri iyileştirebilir ha? Open Subtitles ربما طعام واحد سوف يعالج السرطان ، اليس كذلك ؟
    Bu ilaç birçok hastalığa iyi gelir. Open Subtitles هذا الدواء يمكنه أن يعالج الكثير من الأمراض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more