"يعبثون" - Translation from Arabic to Turkish

    • dalga
        
    • şakası
        
    • uğraşıyorlar
        
    • uğraşan
        
    • uğraşmaya
        
    • şış
        
    • adamların
        
    • oynuyorlar
        
    • eğleniyorlar
        
    • uğraşılmaz
        
    Sanırım arkadaşların senle dalga geçiyor olmalılar. Silahı bana ver. Open Subtitles ، من المحتمل أن أصدقائك يعبثون معك أعطني المسدس
    Bu heriflerin şakası yok. Sen de biliyorsun, ben de biliyorum. Open Subtitles هؤلاء الناس لا يعبثون أنت تعرف هذا وأنا أعرف هذا
    Sizinle oynayıp, kendinizden geçene kadar uğraşıyorlar. Open Subtitles يعبثون بك ويشغلونك فيما يقومون بسرقة أموالك
    Sende benimle uğraşan o aptal çocuklardan birisi miydin? Open Subtitles اكنت حقيرا حقا كبقية الفتيان الذين يعبثون معي
    Kızı uzaklaştırmaya çalıştım, ama bu salak geri geldi hep, bunlar da onunla uğraşmaya devam ettiler. Open Subtitles حاولت أن أجعلها تهرب لكن الغبيه أصرت على العوده و ظلوا يعبثون معها
    Frenlere asıldığında koca oğlanlar esneyip "şış, şış" diye ses verir. Open Subtitles و هؤلاء الأوغاد يفقدون عقلهم و يعبثون معيّ عندما أضغط على الكوابح.
    Pazar-akşamını sikeyim. Karım, adamların tehdit ettiği uçaklardan birinin içinde. Open Subtitles زوجتي على متن احدى الطائرات التي يعبثون بها
    Onunla oyun oynuyorlar. Bilerek "Satmak niyetiyle taşımak" diyorlar. Open Subtitles أنهم يعبثون بها ، جعلوا القضية حيازة بنية التوزيع
    Şimdi, elbette hidrojen yakıtlı yardımcı güç kaynakları kullanırlarsa daha hızlı olacaktır ama böyle eğleniyorlar. Open Subtitles أجل بالطبع، كان الأمر ليكون أسرع من هذا.. لو استخدموا وحدات مُعالجة سريعة تعمل بالوقود الهيدروجيني، ولكنهم يعبثون فحسب
    Bu adam, eskiden okul bahçesinde senle dalga geçen pisliklerden biri. Open Subtitles إنه أحد الأوغاد الذين كانوا يعبثون بك في ساحة المدرسة يا تومي
    Bu herifler bizimle dalga geçiyor, bunu yapanı biliyorlar. Open Subtitles هؤلاء الرجال يعبثون معنا إنهم يعلمون من فعل هذا
    Korkmalısın zaten. Bu insanlar dalga geçmezler. Open Subtitles ينبغي أن تخافي هؤلاء القوم لا يعبثون معهم
    Bu adamların şakası yok. Open Subtitles هؤلاء الرجال لا يعبثون
    Bu adamların şakası yoktu. Open Subtitles هؤلاء الرجال لا يعبثون أبدًا
    Bu heriflerin şakası yok. Open Subtitles هؤلاء الأشخاص لا يعبثون
    Sürekli benimle uğraşıyorlar. Open Subtitles الفتية ، فدائمًا ما يعبثون معي
    Seninle hala uğraşıyorlar mı? Open Subtitles هل ما زالوا يعبثون معك؟
    Seninle uğraşıyorlar sadece. Open Subtitles إنهم يعبثون معك..
    İçeride çocuklarla uğraşan adamlara ne olur bilir misin? Open Subtitles اتعرف ماذا يحصل للرجال الذين يعبثون مع الاطفال في السجن؟
    Benimle uğraşan insanlarla uğraşmak için birçok parça tasarladım. Open Subtitles لقصد صممت الكثير من هن هذه القدارة لأعبث مع الأشخاص الذين يعبثون معي.
    Bu insanlar uğraşmaya gelmez. Seni öldürecekler. Open Subtitles هؤلاء الناس لا يعبثون سوف يقتلونك
    Frenlere asıldığında koca oğlanlar esneyip "şış, şış" diye ses verir. Open Subtitles و هؤلاء الأوغاد يفقدون عقلهم و يعبثون معيّ عندما أضغط على الكوابح.
    Yanında ayı olan adamların belgeleri arayıp tararken bir kenarda durup beklemezler. Open Subtitles ولا يظلون بذلك الترتيب، بالسماح للغرباء ودببتهم يعبثون حولها
    Bizimle oynuyorlar resmen. Open Subtitles يعبثون معنا, ألا يمكننا استعادتهم؟
    - Tamam. - Sadece eğleniyorlar. Open Subtitles حسنا - انهم فقط يعبثون بالجوار -
    - Josh, bak... Altılarla uğraşılmaz. İyi niyetli olsalardı Terra Nova tecrit durumuna geçmezdi. Open Subtitles إنّ "السيكسرز" لا يعبثون أبدًا، لما كان لِـ"تيرا نوفا" أن تُقفل هكذا إذا كانواْ جيارننا الودودين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more