Bir sürü insanla tanışıyorum sanıyorlar ki iyi yaptıkları hiç bir şey yok. | TED | ألتقي بجميع أنواع البشر الذين لا يعتقدون أنهم جيدون حقا في أي شيء. |
"Onlar benim hakkımda herşeyi b ildiklerini sanıyorlar Fakat hiçbir şey bilmiyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنهم يعرفون كل شيء عني لكنهم في الحقيقة لايعلمون أي شيء |
Tabi birçok insan 'güzellik nedir?' soruna en uygun cevabı zaten bildiklerini düşünüyorlar. | TED | بطبيعة الحال ، العديد من الأشخاص يعتقدون أنهم يعرفون مسبقا الإجابة الصحيحة على هذا السؤال، ما هو الجمال؟ |
Onlar buna ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar, peki biz onları korudukları? | TED | يعتقدون أنهم يحتاجون لذلك, ماذا عنا نحن البقية الذين يدافعون عنا؟ |
Ve internetten şunu buldum ruhlar dünyasından erkeklerle çıktıklarını düşünen kadınlar için bir sohbet odası. | Open Subtitles | و لقد وجدت هذا الشيء على الإنترنت. إنها نوع من غرف الدردشة للفتيات الذين يعتقدون أنهم واعدوا رجال من عالم الروح. |
İnançlarına göre korku ve kargaşa içinde ölürlerse kendi cennetlerine gidemeyeceklerine inanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنهم لو ماتوا مقتولين فلن يدخلوا إلى نسختهم من الفردوس |
Rezil siviller geminin sahibi sanıyor kendilerini. | Open Subtitles | مدنيون لعينون يعتقدون أنهم يرون السفينة الآن |
Çoğu insan dünya üzerindeki tek insan şehrinde yaşadığını zannediyor. | Open Subtitles | معظم البشر يعتقدون أنهم يعيشون في المدينة البشرية الوحيدة على وجه الأرض |
Doktorlar genellikle semptomlarını önemsemezler çünkü hasta olamayacaklarını düşünürler.. | Open Subtitles | غالباً ما يتجاهل الأطباء أعراضهم لأنهم يعتقدون أنهم لا يمرضون |
Hafızamızın nasıl çalıştığını anlayabilirlerse... | Open Subtitles | يعتقدون أنهم سيجدون رّوح الإنسان |
Bu yüzden her kötülüğü yapmakta özgür olduklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | لذا فهم يعتقدون أنهم أحرار للقيام بأي شيء سيء يريدونه |
Buralarda bulamadıkları neyi bulacaklarını sanıyorlar yukarılarda? | Open Subtitles | ما الذي يعتقدون أنهم سيعثرون عليه هناك بالأعلى ولن يعثروا عليه هنا؟ |
- Bir kaç pis film ve bir kutu fıstık için beni suçlayabileceklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | لا، بل من ردهة الفندق يعتقدون أنهم يستطيعون تغريمي ببعض الأفلام القبيحة و كيس من حبات الماشيجا |
Evet. Çok sıkı olduklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | أجل هؤلاء الفتية يعتقدون أنهم يفعلون السيء |
Çünkü hiçbir şey bilmiyorlar. Bildiklerini sanıyorlar ama bilmiyorlar. | Open Subtitles | لأنهم لا يعرفون شيئا، إنهم يعتقدون أنهم يعرفون |
Ailelerine güvenebileceklerini düşünüyorlar, bu da onları belirli riskleri almaya daha meyilli yapıyor. | TED | إنهم يعتقدون أنهم يستطيعون الاعتماد على عائلاتهم، وهذا ما يجعلهم أكثر احتمالاً لخوض المخاطر. |
Kendilerinin daha iyi olduğunu düşünüyorlar, çünkü onlar savaşçı. | Open Subtitles | انهم يعتقدون أنهم أفضل منا لانهم مهيئون للقتال |
Başka bir saldırıya başlamadan önce, onu bulabileceklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنهم ربما يعثرون عليه قبل أن يقوم بهجوم اخر |
Demek cehennemi yenebileceklerini düşünen efsane kardeşler sizsiniz. | Open Subtitles | اذا هؤلاء الأخوة الأسطوريين الذين يعتقدون أنهم يستطيعون هزيمة العالم السفلي |
Bizden iyi olduğunu düşünen yeşiller susturuldu. | Open Subtitles | تم إسكات الخضر. هم الذين يعتقدون أنهم كانوا أفضل منا. |
Böyle yaparak, tarihimizi sildiklerine mi inanıyorlar? | TED | بفعلهم ذلك، هل يعتقدون أنهم يمحون تاريخنا؟ |
Aileler çocuklarının kaybolduğunu sanıyor, ama aslında onun elindeler. | Open Subtitles | الآباء يعتقدون أنهم فقدوا أطفالهم لكن الأسوأ، هــو أنهم هم |
Kumandan polisleri ne yaptılarını zannediyor? | Open Subtitles | ماذا شوغون في الشرطة يعتقدون أنهم يفعلون؟ |
Sürekli yanlış bir şey yaptıklarını düşünürler ve genellikle mobilyaları olur. | Open Subtitles | دائماً يعتقدون أنهم فعلوا شيئاً خاطئ وعادةً يأتون مع أثاث |
Hafızamızın nasıl çalıştığını anlayabilirlerse... | Open Subtitles | يعتقدون أنهم سيجدون رّوح الإنسان |