Adam emin değil. Bir tür hormonal dengesizlik olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | هو ليس واثقاً يعتقد بأنه نوع من عدم التوازن الهورمونى |
Herkes benim yaptığımı düşünüyor ama ona hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | الجميع يعتقد بأنه أنا الفاعل ولكني لم أفعل لها شيئًا |
Ellerinizi kaldırarak cevap verin: Aranızdan kaç kişi bu bereketli doğada birkaç gün hayatta kalabileceğini düşünüyor? | TED | سأطلب منكم رفع أيديكم للإجابة: كم منكم يعتقد بأنه قادر على البقاء حياً في هذه البرية الخضراء لبضعة أيام؟ |
Ama o öyle sanıyor ve bana bir balon bile göndermedi. | Open Subtitles | ..لكنه يعتقد بأنه حصل و هو لم يرسل لي بالون ابدا |
Bir işe yaradığını sanıyor ama babanın yerini tutamaz. | Open Subtitles | يعتقد بأنه عندما أخذ مكان والدك أنه يساعدنا، وهو ليس كذلك. |
Bu sesi tanıyordum. Kimi kandırdığını sanıyordu o? | Open Subtitles | انا عرف ذلك الصوت من بحقّ الجحيم يعتقد بأنه كان يمازح؟ |
Aynı soru: Aranızdan kaç kişi birkaç gün hayatta kalabileceğini düşünüyor? | TED | نفس الأسئلة: كم منكم يعتقد بأنه قادر على البقاء حياً لبضعة أيام؟ |
Siz ona etkileyici bir konuşma yaptınız, ve o da artık istediği her kadını elde edebileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | على أية حال، يبدو أنك أعطيته حديث حماسي والآن هو يعتقد بأنه يمكنه أن يحصل على أي إمرأة يريد |
Malucci beni alıkoydu. İşsiz kaldığını düşünüyor | Open Subtitles | لقد سبب مالوكي في تأخري وهو يعتقد بأنه بلا وظيفة |
Hayır, yani herkes onun altın olduğunu düşünüyor, halbuki sadece tahta parçası. | Open Subtitles | لا، أعني، كل شخص يعتقد بأنه ذهب لكنه فقط كتلة قديمة من الخشب |
Bana bir başka maç daha ayarlayabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد بأنه يستطيع أن يدبر لي مباراة أخرى |
Bana bir başka maç daha ayarlayabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد بأنه يستطيع أن يدبر لي مباراة أخرى |
Başka bir arkeolojik araştırmada Abkanis'i bulduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هو من على آخر مطاردة الأوزة الآثارية يعتقد بأنه أخيرا وجد أرابيس |
Neden sende o kadar para olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ولماذا يعتقد بأنه عندك هذا النوع من المال |
- Merhaba. - Komik olduğunu sanıyor. Komik bir şey yaptığını sanıyor. | Open Subtitles | ـ هيا ـ يعتقد بأنه مضحك, يعتقد بأن المضحك يعمل |
Bu bir ev insanı. Kendini bizden daha iyi sanıyor. | Open Subtitles | هذا بيت انسان هو يعتقد بأنه افضل منا,من النخبه |
Ama evinden çıkmayarak, bunu herkesten gizleyebileceğini sanıyor. | Open Subtitles | لَكنَّه يعتقد بأنه يتسطيع أن يخفي الأمر عن طريق عدم مغادرة منزله. |
Üniversitedeki en iyi arkadaşım eşcinsel olduğunu sanıyordu, ama ben onu kandırarak tekrar kadınlara ilgi duymasını sağladım. | Open Subtitles | صديقي الأفضل في الكلية كان يعتقد بأنه شاذ ولكني أقنعته كليّا بأنه كان يعاشر النساء |
Burada bu insanlardan faydalandığını düşünen tek insan ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الشخص الوحيد الذي يعتقد بأنه يستغل أولئك الناس؟ |
Yani bunu, onun adını bilmediğim sürece onu öldüremeyeceğimi düşündüğü için yapıyor, ha? | Open Subtitles | إذاً فهو يعتقد بأنه لن يموت لأني لا أعرف اسمه |
CIA'de olduğunu zannediyor. | Open Subtitles | يعتقد بأنه في وكالة الاستخبارات المركزية |
Dünyanın onu şimdiye kadarki, en büyük medyum olduğunu düşünmesini sağlarız, sonra kanalın ve izleyicilerinin önünde onu yok ederiz. | Open Subtitles | أو يمكننا إعطائه مالذي يريده بالضبط. ونجعل العالم يعتقد بأنه أفضل وسيط روحي عاش, |
Birçok kişi Rus mafyasına bağlı olduklarını düşünüyordu. | Open Subtitles | والذي يعتقد بأنه تابع الى المافيا الروسية |
Bir erkeğe çeyizim olmadan gideceğimi düşünüyorsa beni hiç tanımıyor demektir. | Open Subtitles | حسناً رأي رائع لو كان يعتقد بأنه سينالني وسأذهب إلى أي رجل بدون جهاز مناسب |
Haklı olduğunu düşünmesine izin vermelisin yoksa başka bir yere gider. | Open Subtitles | لابد أن تجعله يعتقد بأنه على حق أو سيأخذ طلبه من مكان آخر |