'Çünkü, Harold, her zaman güvenilir olan olmuştur. | Open Subtitles | 'بسبب, هارولد, لقد كان دائما الشخص الذى يعتمد عليه |
Pekala yeter tamam kesin şunu Üzgünüm ama şerif burada güvenilir tanık o değil | Open Subtitles | إنني أسفه ولكنه ليس شاهد يعتمد عليه بعكسي |
Size pek para kazandırmaz ama dünyanın kaderi ona bağlı. | Open Subtitles | لنّ يكون ذا قيمة لك، لكن مصير العالم يعتمد عليه. |
Kameranın sabit kalıp kalmayacağı ona bağlı. | Open Subtitles | سواء ,كانت الكاميرا ثابتة اولا ذلك يعتمد عليه |
Bırakmaz mı? güvenilmez olmakla ün yapmış birine nasıl güvenirsin? | Open Subtitles | كيف تأتمني رجل لا يعتمد عليه رَميتَه في الزّبالته لأنْه عديم الثقة؟ |
Biz bu sıkışmaya burada İngilterede ve dünyanın her yerinde yiyecekleri çöpe atarak büyük katkıda bulunuyoruz. Biz o aç insanların bel bağladığı yiyecekleri market raflarından alıyoruz. | TED | ساهمنا في تلك الأزمة من خلال إيداع الطعام في الحاويات هنا في بريطانيا وفي كل مكان في العالم. نحن ننزع الطعام الذي يعتمد عليه الجوعى من على رفوف المتاجر. |
Ve böylece, Koç her zaman güvenebileceği birini çağırdı | Open Subtitles | وهكذا طلب المدرب الشخص الوحيد الذي يعتمد عليه |
Her zaman, gerektiğinde dayanıklı birisi oldum. | Open Subtitles | دعني أقول فقط بأنني كنت دائماً الشخص الذي يعتمد عليه في الشدة |
Artık, uygun birini bulunca, ribaunt için yapmayacaksın, çünkü ribaunt "dadıyla" yapıldı. | Open Subtitles | هذا يعنى أنكِ يجب أن تقابلى رجل يعتمد عليه وليس مجرد " مرحلة انتقالية " لأن جليس اطفالك " مرحلة إنتقالية" |
İster bilin ister bilmeyin, sizin çocuklarınız ve torunlarınızın da geleceği buna bağlı. | TED | وإذا كنت تعرف أو لا، ومستقبل أولادك وأولاد أولادك يعتمد عليه أيضًا. |
güvenilir bağlantı bundan daha ayrıntılı olamazdı. | Open Subtitles | المصدر الذى يعتمد عليه لم يمكنه أن يكون أكثر دقه من هذا |
Buraya beraber geldiğim adam güvenilir, istekli bir diplomattı. | Open Subtitles | الرجل الذي جئت معه الى هنا كان دبلوماسي طموح يعتمد عليه |
Bu durumda, adam dünya almanağı kadar güvenilir. | Open Subtitles | في هذه الحالة، كشخص يعتمد عليه مثل التقويم العالمي! |
Kitap. Geleceğimiz ona bağlı. | Open Subtitles | الكتاب ، مستقبلنا يعتمد عليه احفظه بمأمن |
Elian ona bağlı, doğrudan intikam alamıyor. | Open Subtitles | نعم اليان يعتمد عليه ا يمكن ان يحصل على انتقام مباشر |
Ama söyleyebileceğim tek şey kaderimiz ona bağlı. | Open Subtitles | لكن الشيء الوحيد الذي يمكنني قوله هو أنّ مصيرنا يعتمد عليه |
Ama İrlandalılar, tamamıyla, güvenilmez bir yarışta her zaman kendini aklar. | Open Subtitles | عرق لا يعتمد عليه رغم كل الثغرات في استخباراتك |
Mercanlar, bütün resif toplumunun bel bağladığı temeller sağlar. | Open Subtitles | ..يوفر (المرجان) الأساس الذي يعتمد عليه مجتمع الشعاب المرجانية بالكامل |
Dünyadaki herkesin güvenebileceği birine ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | كل شخص في العالم يحتاج لشخص يعتمد عليه |
Her zaman, gerektiğinde dayanıklı birisi oldum. | Open Subtitles | دعني أقول فقط بأنني كنت دائماً الشخص الذي يعتمد عليه في الشدة |