Hayır, hoşuna gitmedi o... O iyi vakit geçirmedi. | Open Subtitles | ,لا لم يعجبها الأمر فهي لم تستمتع بوقتها |
Kıza asılıyordum, o da hoşuna gitmemiş gibi davranıyordu. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أغازلها و إدعت أنها لا يعجبها الأمر |
Onun hoşuna gitmedi tabii ama acil paraya ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | لم يعجبها الأمر لنها بحاجة للمال لأمر هام |
Senin bir hırsız olduğunu öğrenirse de pek hoşuna gitmez. | Open Subtitles | هي أيضا لن يعجبها الأمر اذا إكتشفت أنك سارق |
İnsanların ona "Mail" demesi hoşuna gitmiyor. Utandırıyor. | Open Subtitles | لا يعجبها الأمر عندما يسميها الناس ب"مايل" هذا يحرجها |
Anlasa bile, yine de hoşuna gitmez. | Open Subtitles | وإذا فعلت ، لن يعجبها الأمر رغم ذلك |
Dr. Zira'nın hoşuna gitmeyecek. İkisini çiftleştirmek istiyordu. | Open Subtitles | دكتورة (زيرا) لن يعجبها الأمر ، و قد أحضرت له رفيقة |
Yo, hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | لا، يعجبها الأمر |
hoşuna gitmedi. | Open Subtitles | لم يعجبها الأمر |
- Bu pek hoşuna gitmez. | Open Subtitles | لن يعجبها الأمر |
Evet. Bu Blair'in hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | نعم، لكن (بلير)لن يعجبها الأمر |
Shae'nin hoşuna gitmeyecek. | Open Subtitles | -شي) لن يعجبها الأمر) . |