"يعرفهُ" - Translation from Arabic to Turkish

• bilmediği
• bildiği
• tanıyan
• tanırdı

O manyak orospu çocuğunun bilmediği onu öldüreceğim.
ما لا يعرفهُ ذلكَ الغبي اللعين هوَ أني سأقتلُه

Katilin bilmediği nokta ise posta ofisi takibi kolaylaştırmak adına kişi adres etiketini oluştururken diğer bilgilerini otomatik olarak kayıt ediliyor.
لكن مالم يعرفهُ القاتل أنهُ لأجل رصد وضع الأداء فمكتب البريد يجمع معلومات أخرى

Kimsenin bilmediği bir şeyi şimdi sana söyleyeceğim.
هنالك شيء ما سأقولهُ لكَ لا يعرفهُ أي أحد

Jon Arryn'in bildiği veya bilmediği her şey onunla birlikte yok oldu.
مَهما يكُن ما يعرفه أو ما لا يعرفهُ (جون أرين) فستموت معهُ.

Herhalde halkın bildiği kadar.
رُبما بمقدار ما يعرفهُ العوام.

Evet, ama onu tanıyan biriyle konuşmalıyız.
لكن,يمكننا التحدث مع شخص يعرفهُ حقاً

Belki tanıyan çıkar.
محاولةً في العثور على أحدٍ قد يعرفهُ

Senin baban iyi tanırdı. Birlikte iş yaptılar.
والدك يعرفهُ تماماً، إنهم يعملون سوياً.

10 avukattan 9'unun bilmediği özel bir kanun yüzünden.
بسبب القانون الغامض ،الذي لا يعرفهُ تسعة من عشرة محامين .لكنني أعرفه

Neyden bahsediyorsun sen? Hyde Donna hakkında Eric'in bilmediği bir şey biliyor.
(هايد) يعرف شيء عن (دونا) لا يعرفهُ (إيريك).

Hesaplarında yok. Ama ben Cahill'in bilmediği bir şeyi biliyorum.
ليسَ بحساباتِك، لكني أعرف مالا يعرفهُ (كاهيل).

Milletin bildiği kadarını biliyorum; ne bir eksik ne bir fazla.
أعرف ما يعرفهُ الجميع لا أقل و لا أكثر

PK hakkında bildiği her şeyi bize anlattı.
لقد أخبرنا كلَ ما يعرفهُ عن ‫"‬ المنظمةُ الإرهابيّة "

O iyi eğitimli ve tek bildiği, düşman topraklarında olduğu.
وكلَّ ما يعرفهُ أنَّهُ في أرضٍ معادية ‫...

- Burada onu tanıyan başka biri var mı?
أأحداً أخر يعرفهُ هُنا؟

Aranızda onu tanıyan var mı?
هل يعرفهُ أي احدٍ منكم؟

Kocam tanırdı.
زوجيّ كان يعرفهُ. زوجكِ؟