"يعرف أنهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • biliyor
        
    • biliyordu
        
    Polis onu tutuklar diye korkuyor çünkü yaşadıklarını biliyor. Open Subtitles إنه يخاف أن تلقي الشرطة القبض عليه لأنه يعرف أنهم أحياء
    Herkesin bir katille el sıkışmayı sevdiğini biliyor. Open Subtitles إنه يعرف أنهم جميعاً يُحبون مصافحة القاتل
    - Elbette gidecek. Eğer gerçek katilse gitmez. Ona bakmaya başlayacaklarını biliyor. Open Subtitles ليس إن كان القاتل يعرف أنهم سيبدؤون بالتحقيق عنه
    Geleceklerini biliyordu. Hepsinin ondan bir şey istediğini biliyordu. Open Subtitles في البلد , وكان يعرف أنهم سيحضرون, فكلهم كانوا يريدون شيئاً منه
    Kurbanları boyunlarından vurmuş, çelik yelek giydiklerini biliyordu. Open Subtitles الضحايا أصيبوا في الرقبة اذن الجاني كان يعرف أنهم يرتدون درعا للجسد
    Herkes biliyor işte. Onlar biraz-- kontrol dışılar. Open Subtitles ...أعني، الكل يعرف أنهم خارجون عن السيطرة قليلاً
    Sadece günlük hayatımızı yaşamak için, yabacılara güvenmemiz gerekli, paramızı koruyan bankalara güvenmemiz gerekir, evimizi inşa eden inşaatçılara, kabloları onaran elektrikçiye, hasta olduğumuzda bizi iğleştiren doktora, yollardaki diğer sürücülerden bahsetmiyorum bile, ve herkes biliyor ki onlar çılgındır. TED في حياتنا اليومية، نحتاج للثقة في الغرباء التقة في البنوك التي تخزن أموالنا، البناؤون الذين يشيدون منزلنا الكهربائي الذي يأتي لإصلاح أسلاكنا الطبيب الذي يعالجنا في مرضنا دون الحديث عن السائقين على الطريق. الجميع يعرف أنهم مجانين.
    - Ve onu korkutmaya çalıştıklarını biliyor. Open Subtitles - وهو يعرف أنهم يحاولون إخافته
    - Şeytan olduklarını nereden biliyor? Open Subtitles كيف يعرف أنهم شياطين؟
    - Şeytan olduklarını nereden biliyor? Open Subtitles كيف يعرف أنهم شياطين؟
    HR'deki kaynağımdan haber geldi. Simmons kazıklandıklarını biliyor. Open Subtitles لقد علمت لتوي من مصدري في "الموارد البشرية" أن (سيمونز) يعرف أنهم تعرضوا للخداع
    Bu bir oyun, Julius Vanessa'yı istediklerini biliyor. Open Subtitles (يوليوس) يعرف أنهم يريدون فينيسا , إنها لعبة
    Julius bu savaşı kazanamayacağını biliyor. Open Subtitles (يوليوس) يعرف أنهم لن يفوزوا في هذا القتال
    Hennicky limanda uyuşturucu kaçırdıklarını biliyor olmalı. Open Subtitles (هينكي) كان يعرف أنهم يهربون المخدرات في الميناء
    Kötü adamlara çalıştığını biliyordu. Open Subtitles كان يعرف أنهم رجال سيئين.
    Orda olduklarını biliyordu. Bu bir tuzaktı. Open Subtitles إنه يعرف أنهم هناك إنه فخ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more