"يعطونك" - Translation from Arabic to Turkish

    • verirler
        
    • verecekler
        
    • veriyor
        
    • onlar sana
        
    • vermiyorlar
        
    • verdiklerini
        
    • verdiler
        
    • veriyorlar sana
        
    Krem ya da başka bir şey verirler. Hemen iyileşirsin. Open Subtitles سوف يعطونك مرّهم أو شيئاً ما و سوف تكون بخير
    Ve dönemlik 40 bin dolarla, sana bir diploma bile verirler. Open Subtitles و 40 ألفاً في الفصل الدراسي , قد يعطونك حتى الدبلوما
    Bak, dostum, sana tadımlık verecekler ve parayı nereye getireceğini söyleyecekler. Open Subtitles انظر، سوف يعطونك حلوى ثم سيخبرونك أين تضع المال
    Televizyona çıkacaksın, ödül verecekler, şarkı söyleyeceksin, bu süper bir şey. Open Subtitles تظهر على التلفاز ,يعطونك الجائزه تغني اغنيه ... انه شيئ ساحر
    - Evet. - Şu şeyi çalıyorsunuz, insanlar da size pere veriyor. Open Subtitles أنت تعزف على ذلك الشيء و الناس يعطونك المال.
    Bilirsin, belki onlar sana bunları bir sebep yüzünden veriyorlardır. Open Subtitles أتعلم، ربما يعطونك هذه الأشياء لسبب
    Müşterilerin tablo alman için bazen para vermiyorlar mı? Open Subtitles ان زبائنك احيانا يعطونك اموالهم لتشترى لهم اللوحات, اليس كذلك ؟
    Paranızı ödedikten sonra o küçük kağıt parçalarını neden verdiklerini sanıyorsunuz? Open Subtitles لمَ تظنين إنهم يعطونك تلك البطاقات التي يفحصونها في وقت خروجك؟
    Chez Panisse'e gidersiniz ve size bir şeyler bir şeyler üzerinde kavrulmuş balkabağı çekirdeği ile birlikte kırmızı kuyruklı saşimi verirler. TED إذا ذهبت لمطعم شيز بانيز , يعطونك طبق الشاشيمى مكون من سمك أحمر الذيل مع بذور القرع المحمصة في شئ .. شئ قوامه معتدل.
    Büyük Merkez fikri sizce çok parlak bir fikir mi? Size yeni bir telefon numarası verirler ve bu noktada bir telefon numarası tüm telefonlarınızı çaldırır. TED البدالة المركزية هي فعلا فكرة ذكية حيث يعطونك رقم جديد ومن ثم عندما يرن ذلك الرقم يجعل جميع هواتفك ترن في نفس الوقت
    Sana yeteri kadar para verirler. Open Subtitles هم سوف يعطونك ما يكفي من المال و انت لا تفتقر
    Öldüğünü söyledi çünkü o derece hasta olursan, yemek olarak Beefaroni ya da hazır pizza gibi şeyler verirler. Open Subtitles قالت أنها تحتضر لأنهم يعطونك طعام أفضل لو أنك مريض جداً مثل المكرونه باللحم و البيتزا
    Onlarla çalışıyorsun Sam, sana istediğin her şeyi verirler. Open Subtitles انت تعمل لديه,سام سوف يعطونك اي شي تريده
    Demek bir topu ağın üstünden geçiriyorsun diye sana tonla para verecekler. Open Subtitles لذا يعطونك الكثير من المال لأنك تضربي كرة فوق شبكة
    Sana küçük bir kutu verecekler. Open Subtitles و في المقابل ، فإنهم سوف يعطونك صندوقا صغيرا
    Seni Starbucks'da bırakıp, eline de kahve iç diye bir kaç kuruş mu verecekler? Open Subtitles ان يخرجوك فى ستاربكس؟ او يعطونك دولارين لكوب من القهوه؟
    Emekli olursan kıdem tazminatı verecekler mi? Open Subtitles وإذا تقاعدتك يعطونك مكافأت نهاية الخدمه ؟
    İnsanlar sana niye bedava şeyler veriyor? Open Subtitles معجب سري ؟ كم يبلغ عدد الناس الذين يعطونك أغراضاً مجانية ؟
    Bilirsin, belki onlar sana bunları bir sebep yüzünden veriyorlardır. Open Subtitles أتعلم، ربما يعطونك هذه الأشياء لسبب
    Bu tip işler için yazılı referans vermiyorlar adama. Open Subtitles الناس في الواقع لا يعطونك توصيات لقيامك بمثل هذا النوع من العمل يجب أن تعرف ذلك "كودي"
    Ayıklığını kanıtladığında ne verdiklerini biliyorsun,değil mi? Open Subtitles تعلمين ماذا يعطونك عندما تحتفلين بتخلصك من الشرب ، أليس كذلك ؟
    Bana bu yılki okul dönemi boyunca 9 hafta bedavaya terapi verdiler... 9 hafta, bu... kısa bir süre. Open Subtitles يعطونك تسعة أسابيع مجانية ...للسنة الدراسية، لذلك تسعة أسابيع، هذا ليس بوقت طويل
    Resmen kendi anahtarını elleriyle veriyorlar sana. Open Subtitles أنهم يعطونك مفاتيحك بالضبط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more