"يعطينا" - Translation from Arabic to Turkish

    • bize
        
    • veriyor
        
    • verebilir
        
    • vermez
        
    • bizi
        
    • veren
        
    • verecek
        
    • verdi
        
    • vermesi
        
    • vermedi
        
    • sağlar
        
    • vermeye
        
    • vermiyor
        
    • verir
        
    • versin
        
    bize evrenin patlamadan sonra nasıl evrildiğini açıklıyor, ama o patlamayı neyin tetiklediği hakkında en ufak bir fikir vermiyor. TED فهو يخبرنا كيف ان الكون تطور بعد الانفجار ولكنه لا يعطينا نظرة متبصرة عما قد يكون منح القوة للانفجار نفسه
    Bu bize insanların nasıl davrandığı konusunda çok şey söylüyor. TED لذا هذا الأمر كفيل بأن يعطينا فكرة عن سلوكيات الناس
    Bu gelişim eğrisi görme yetisinin ne şekilde üst üste gelişen parçalardan oluştuğu bize emsali görülmemiş derecede önemli bilgiler veriyor. TED منحنى التطور هذا, يعطينا معلومات غير مسبوقة و غاية في الأهمية و القيمة عن كيف أن سقالة الرؤية تلك يتم إقامتها.
    Lobos'u mahkum etmemizi sağlayacak isim, yer ve tarihleri bize kim verebilir? Open Subtitles من يمكنه ان يعطينا اسماء , اماكن و تواريخ لأدانة لوبوس ؟
    Yani DNA dizisi bize etkili tedavi bulmak için yeterli bilgi vermez. TED فرسم شريط الحامض النووي فحسب لا يعطينا معلومات كافية لإيجاد علاجات فعالة.
    Endişe etme, bu bize oyunu okumak için fırsat veriyor. Open Subtitles لا أقصد إخافتك هذا يعطينا الفرصة من أجل قراءة المسرحة.
    Belki bundan birşeyler öğrenebiliriz ve ayrıca bize zaman kazandırır. Open Subtitles ربما سنتعلم شيئاً من هذا وربما يعطينا هذا وقتاً أكثر
    Bu Jean'a ve bana ödevlerimizi yapmak için fırsat veriyor. Open Subtitles هذا الأمر يعطينا فرصة لنقوم بواجباتنا المنزلية أنا و جين
    Çünkü Noel'de ailesi olmamız için bize 250.000 dolar veriyor. Open Subtitles سوف يعطينا 250,000 دولار مقابل أن نكون عائلته فى الكريسماس
    İyi O zaman belki bize sarhoş boks gösterisi verebilir. Open Subtitles حسناً ربما يعطينا مبارايات تدريبية في ملاكمة السكارى
    Annem her zaman, "Tanrı bize, üstesinden gelemeyeceğimiz şeyler vermez" derdi. Open Subtitles أمي كانت دوماً تقول أن الله لا يعطينا شئ لا يمكننا تحمله
    Güzel, umalım da bizi Latif'e götürecek bir şey versin. Open Subtitles جيد، حسنا، دعونا نأمل فقط أنه يعطينا التقدم على لطيف
    Ama bize gerçekten ümit veren şey öğrencilerden duyduklarımız. TED لكن ما يعطينا الأمل حقًا هو ما نسمعه من الطلاب.
    Glee'yi çok seviyoruz ama Cheerios'lara katılmak bize daha çok parlama fırsatı verecek. Open Subtitles ولكن كوننا مع المشجعين يعطينا فرصا أكثر للإشراق لذلك نحن نفعل الإثنان معا
    CA: Pekâlâ, en azından bize bu mükemmel zekâdan bir örnek verdi. TED كريس: حسنا، يعطينا هذا لمحة عن هذا العقل المدهش الموجود هناك.
    Bunu ilginç kılan ise, bize bu alışılmadık nesnelerin gerçekten varolup olmadıklarını kanıtlama fırsatı vermesi. TED و السبب بأهمية ذلك أنه يعطينا فرصة لاثبات فيما اذا كانت هذه الاجسام الشاذة موجودة حقاً
    Biz orduları ya da aşk kültleri oluşturabilir böylece Leo bize bu güç vermedi. Open Subtitles ليو لم يعطينا القوى كي نبني جيوشاً أو طوائف للحب
    Biyonikler ayrıca sıra dışı atletik becerilere de olanak sağlar. TED كذلك يعطينا هذا العلم أقداماً رياضية رائعة
    bize ulaştırabildiği kadar bilgi vermeye çalışıyor. Open Subtitles إنه يحاول أن يعطينا أية معلومات قدر ما يستطيع
    On dakika vaaz verir ve sonra bize ne yapacağımızı anlatırdı. Open Subtitles كانَ يعطينا خطبة لمدة 10 دقائق ثم يخبرنا ماذا نفعل بعدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more