O bikaç ilaç almış ve galiba iyi gelmiş, çünkü kanında hastalığa rastlanmadı, ama bu iyileştiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | لقد اخذ بعض الدواء وهو يعمل جيدا لانهم لم يكتشفوا ذلك فى دمه ولكن هذا لا يعنى انه بخير |
Soğuk olmak benim özelliğim olduğu için bu daha fazlasını yapamayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | لان الجليد هو تخصصى لا يعنى انه لايمكننى عمل المزيد |
demek oluyor ki sen güzel bir günde biraz acayip olabilirsin. | Open Subtitles | يعنى انه فى يوم جيد يمكن ان تكون ميال الى التقشر |
Bu da demek oluyor ki, erzak tazelemek için geçit bağlantısı yapana kadar biraz zaman geçecek. | Open Subtitles | الذى يعنى انه سوف يأخذ بعض الوقت قبل أن نستطيع القيام بأى إتصال أخر بالبوابة لنحصل على لوازم المعيشة |
Bu daha önce de birilerini kaçırmış olabileceği anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعنى انه الممكن ان يكون اختطف من قبل |
Henüz harekete geçmediyse bu, planladığı şeyin oldukça edepsiz olacağı anlamına gelir. | Open Subtitles | إذ لم يتحرك حتى الآن، فهذا يعنى انه لديه خطه هو ستصبح سيئة جداً لهم. |
Bu bunu yapmış olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعنى انه قام بها. لم تعنى انه لم يقم بها. |
Herhangi bir semptom iyi bir tedaviyle iyileşebilir... ve buda gerçek olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | اى علامه يمكن ان تعطى ظروف صحيه على اى حال هذا لا يعنى انه غير حقيقى |
Bu düğün tarihini kararlaştırmak zorunda olduğun anlamına gelmez. | Open Subtitles | إذا اضطرت للكلام فهذا لا يعنى انه يجب ان تضع موعد للزواج |
Onların dünyalarında yürümeyi tercih etmem orada kalmam gerektiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنى اختار المشى فى عالمهم لا يعنى انه على ان اظل هناك اعذرينى، اعتقد اننا ربما وجدنا الصلة |
Oraya son giden kişi olman sonucu etkileyebileceğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنك كنت اخر واحد هناك لا يعنى انه كان بأمكانك تغيير النتيجة |
Hiro Noshimuru'nun CIA ajanını öldürme ihtimali olması Adam'ın öldürdüğü anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأن هيرو ناشموري قادر على قتل عميلة الوكاله لا يعنى انه قتلها بالفعل |
Eğer, kızın beynini yıkadıysa bu da demek oluyor ki, onu başkaları kontrol ediyor. | Open Subtitles | فلو استطاع تلقينها هذا يعنى انه قادر على السيطرة على شخص اخر |
Bu da demek oluyor ki eğer sizi özel olarak kenara çekip devam etmeniz için konuşmadıysam işinize derhâl son verildi. | Open Subtitles | ومعنى هذا , اذا اخذتكم على انفراد وتحدثت معكم بخصوصيه بشأن البقاء هذا يعنى انه تم اقصائكم , فى الحال |
Kaldırıma bakan kamera yok, demek ki, kitap teslim kasasını gösteren görüntü yok bu da demek oluyor ki, bombaları patlatan kişiyi bulmamız imkansız. | Open Subtitles | لا يوجد لقطات للرصيف مما يعنى انه لا توجد لقطات لصندوق الودائع الذى يعنى انه لا طريقة لتحديد هوية |
Bu sadece onun fuhuş hakkında bir şey bilmediği anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعنى انه لا يعرف اى شىء عن فايس فقط |
Hangi bir gelir anlamına gelir. | Open Subtitles | ما يعنى انه لا يوجد راتب |
Bu da aşağıda olduğu anlamına geliyordu. | Open Subtitles | وهذا يعنى انه بالطابق السفلى. |
O olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | هذا لا يعنى انه هو |