"يعني أنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamına gelmez
        
    • Demek ki
        
    • olduğu anlamına
        
    • demektir ki
        
    • anlamına gelir
        
    • demek oluyor ki
        
    • anlamına gelmiyor
        
    • anlamı
        
    • Yani bir
        
    • göstermez
        
    Maske takıp pelerin giymesi, onun tehlikeli bir akıl hastası olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأنّ الرجل يرتدي قناعا وعباءة فهذا لا يعني أنّه خطير
    Onlarla birlikte yaşaman bizden biri olamayacağın anlamına gelmez. Open Subtitles عيشك معهم لا يعني أنّه لا يمكنك أن تكون فرداً منّا
    Bununsa yumuşak hatları var. Demek ki son 10 yılda falan kesilmiş demektir. Open Subtitles هذه لها حواف ناعمة، ممّا يعني أنّه تمّ قطعها خلال العقود القليلة الماضية.
    O doğru olduğunu düşünüyor diye doğru olduğu anlamına gelmiyor. Open Subtitles فقط لأنّه يعتقد أنّ ذلك، صحيح لا يعني أنّه كذلك
    Ona bakamıyor bile, bu demektir ki onun söylediklerinin bir kelimesine inanmıyor. Open Subtitles إنّه حتّى لا ينظر إليها، ممّا يعني أنّه لا يصدّق كلمة تقولها.
    Yani dolabındaki dandik jileti kullanmış, bu da burada yattığı anlamına gelir. Open Subtitles ما يعني أنّه استخدم الشفرة الرديئة بدولابه ما يعني أنّه نام هنا
    Bu da demek oluyor ki hepsini ben taşıyacağım. Open Subtitles ممّا يعني أنّه عليّ التحقّق من كل صندوق بنفسي
    Sonra hemşirelerden biri, "konuşamaması yazamayacağı anlamına gelmez" dedi. Open Subtitles ثم قالت إحدى الممرّضات، كونه لا يستطيع الكلام، لا يعني أنّه لا يستطيع الكتابة
    Sahiden üzgünüm ama bu ortaya çıkıp hiçbir şey olmamış gibi davranabileceğin anlamına gelmez. Open Subtitles أنا فعلاً آسفة ، ولكن هذا لا يعني أنّه بإمكانك القدوم ، والتصرّف كأنّ شيئاً لم يحدث
    Kaçırılma olduğu anlamına gelmez. Ölmediği anlamına da gelmez. Open Subtitles عندما لا تعني أنّها عملية إختطاف فهذا لا يعني أنّه لم يمت
    Demek ki patladığında bombaya bakıyormuş. Open Subtitles مما يعني أنّه كان ينظر للقنبلة مباشرة عندما إنفجرت
    Demek ki AIDS değilmiş. Open Subtitles لقد تفاعلَ بأن ساءت حاله مما يعني أنّه ليس مصاباً بالإيدز
    Demek ki hap kameramın gidemeyeceği bir yerdeydi. Open Subtitles مما يعني أنّه في مكانٍ لا تقوى الكاميرا الكبسولةُ على الوصولُ إليه
    Bedava yazdığını biliyorum. Bu sadece mevcut olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles أعلم أنّه يقول انترنت مجّاني، لكنّه يعني أنّه مُتاح فقط.
    Bu da demektir ki, askeri kimlik için çekilmiş bir fotoğrafı vardır. Open Subtitles وهذا يعني أنّه تم التقاط صورته من هوية التعريف خاصته بالجيش
    Bu da demektir ki, artık orası neresiyse, canlı görüldüğü son yer orasıdır. Open Subtitles وهو ما يعني أنّه أياً كان ذلك، فإنّه على الارجح آخر مكان شُوهدت فيه حيّة.
    Beyin MR'ın temizdi. MSS lenfoması olmadığın anlamına gelir. Open Subtitles الرنين المغناطيسي لرأسك نظيف مما يعني أنّه لا توجد لديك لمفوما مركزية
    Bu demek oluyor ki, yapı, saldırıya uğrar ve enerji kaybederse kapı aşağı doğru sürgülenir ve kilitlenir. Open Subtitles وهو ما يعني أنّه إذا كان المجمّع يتعرّض لهجوم، فيفقد الطاقة ويغلق آلياً
    Yani bunun anlamı karaciğere uygularsanız karaciğer gibi görünen bir şeye dönüşür, derinize uygularsanız, derinize benzer bir şeye dönüşür. TED هذا يعني أنّه بوضعها على الكبد، تتحول إلى شيء يشبه الكبد، وإذا وضعت على الجلد، تتحوّل إلى شيء يبدو مثل الجلد.
    Yani bir delilik yapabilir. Sorun nedir? Open Subtitles ولكنّه ينقر الآن، وهو ما يعني أنّه قد يكون لديه أوراق جيّدة.
    Tamam, hezeyan içinde olabilir ama intikam aradığını göstermez. Open Subtitles حسنا، إذن هو على الأرجح متوهم، لكن هذا لا يعني أنّه يبحث عن الإنتقام،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more