Sürekli kız arkadaşları olması, onun yatakta iyi olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | جوي كان عنده الكثير من الصديقات. هذا لا يعني بأنّه عظيم في السرير. |
Ama bunların hiçbiri o gece maktul'e saldırdığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يعني بأنّه قام بالإعتداء عليها في تلك اللّيلة |
Ve benim pozisyonumun senden üstün olmasına rağmen sana emir verebilirim anlamına gelmez. | Open Subtitles | و فقط لأنِّي أفوقك رتبة لا يعني بأنّه لدي الصلاحية لطلب خدماتك |
Bu da demek oluyor ki, parayı kendisine saklamak istiyor. | Open Subtitles | وهذا عادة يعني بأنّه يريد أخذ كلّ الفضل. |
Bu demek oluyor ki bir dahaki sefere anlaşma yaparken her şeyi hesaba kat. | Open Subtitles | ما يعني بأنّه في المرّة القادمة التي تفاوض فيها صفقة أقترح عليك استيضاح الحقائق |
Bu onun tanrı olduğu anlamına gelmez... veya bizden daha akıllı olduğu. | Open Subtitles | ذلك لا يعني بأنّه الله... أو أذكى حتى مننا. |
Troy'un iyi biri olması erkek hastalığına yakalanmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرّد أنّ (تروي) شاب طيّب هذا لا يعني بأنّه محصّن |
...benim gerçekten arkadaşım olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | فكونه أسوداً لا يعني بأنّه ليس صديقي |
- ... olayın doğru olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يعني بأنّه ليس حقيقي. |
- Bu onun olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | -لا يعني بأنّه المتهم |
Bunu yapmadığı anlamına gelmez bu! | Open Subtitles | -هذا لا يعني بأنّه لم يقتلها . |
Bu da onu takip ettiğimizi biliyormuş demek oluyor. | Open Subtitles | و هذا يعني بأنّه عرف بأنّنا كنّا . نتعقبّه |
Bu da demek oluyor ki, beni iç çamaşırlarımla gördü. | Open Subtitles | مما يعني بأنّه رآني في ملابسي الداخلية |
Bu, bitti demek oluyor. | Open Subtitles | ذلك يعني بأنّه إنتهى |
Bu da demek oluyor ki, içerden yapıldı. | Open Subtitles | الذي يعني بأنّه تمّ من الداخل |
Bu da demek oluyor ki, eğer elmasları bulabilirsek, Carl'ı bulmak için onları kullanabiliriz. | Open Subtitles | ،هذا يعني بأنّه إذا وجدنا الماس (يمكننا تتبع أثر (كـارل |